Tim Willits anlatıyor: Oyunlarda Hollywood lisanslarının kullanımı üzerine…

iu 7i7i

#İŞBİRLİĞİ

Saber Interactive Baş Yaratıcı Yöneticisi Tim Willits, geçtiğimiz günlerde, WN Conference İstanbul 22 etkinliği kapsamında İstanbul’daydı. Willits, etkinlikte “Hollywood lisanslarının kullanılarak oyun yapılması, bu süreçlerin olumlu yanları ve zorlukları üzerine” yarım saatlik bir sunum gerçekleştirdi.

Tim Willits ‘i yanlış hatırlamıyorsam ilk olarak bundan yaklaşık 20 yıl önce, o sıralar id Software’ın en önemli oyunu Doom 3 için hazırlanan röportaj videolarından bir tanesinde görmüştüm. Willits, Doom 3’ün Baş Tasarımcısı görevini üstlenmişti. Sonrasında, kendisiyle sosyal medya üzerinden iletişim imkânım olmuştu. Hatta, Doom koleksiyonuma katkı sunan bir isim olarak ilk kez geçtiğimiz ekim ayında, İstanbul’da görüşme şansımız olmuştu ve bu inanılmaz bir deneyimdi benim için!

Willits, şimdi de WN Conference İstanbul 22 kapsamında, Saber Interactive şirketinin üst düzey yöneticilerinden bir tanesi olarak tecrübelerini paylaşmak için bizimleydi. Yarım saatlik sunumunun ana konusu, Hollywood menşeli lisansların video oyun dünyasında kullanılmasıydı. Tabii bunun artı yönleri olduğu gibi çeşitli zorlukları da var. Öyle ya, çok da uzak olmayan bir geçmişte, neredeyse her film için destekleyici bir oyun hazırlanır ve genellikle de başarı elde edilemezdi. Peki neden? Sorun, geliştirici ekiplerde miydi? Yoksa geliştirme süreçleri mi kısaydı? Ya da, mesela oyunu yaparken filmin ruhunu yansıtan detaylar es geçilmiş olabilir miydi, ne dersiniz?

Son yıllara baktığımızda, Saber Interactive’in pek çok Hollywood lisanslı oyunu bulunduğunu ve bu oyunlarla 15 milyonun üzerinde oyun severe erişebildiğini söyleyebiliriz. Peki onlar ne yapıyor? İşte Tim Willits ‘in sunumundan dikkat çekici notlar…

Tim Willits anlatıyor: Oyunlarda Hollywood lisanslarının kullanımı üzerine...

“Film lisansları, oyunlar için önemlidir. Atari 2600 için hazırlanan ve bir faciaya yol açan E.T.’den günümüze kadar…” – Tim Willits

Tim Willits, bir film lisansının oyun olarak başarı sağlayabilmesi için öncelikle geliştirici ekibin “doğru seçim” yapması gerektiğini ifade ediyor. Mesela, henüz pek tecrübesi olmayan bir ekibe Star Wars gibi büyük bir markayı teslim etmek pek mantıklı olmaz, değil mi?

Öte yandan, filmin “ruhunun yakalanabilmesi” ve merkezdeki, yani filmi izlenebilir kılan detayların neler olduğunu doğru saptayarak oyuna aktarabilmek de önemli.

Lisanslama demişken, Tim Willits’ten henüz pek tecrübesi olmayan geliştiriciler için bir tavsiye de var. Mesela büyük film markaları yerine çizgi roman ya da kitap lisansları tercih edilebilir. Metro kitap serisini biliyorsunuzdur. Dmitry Glukhovsky tarafından yazılan seri, pek çok okuyucu tarafından ilgi görmüştü. Ne zaman ki bu kitap serisinin oyun yapım hakları alındı, işte asıl o zaman büyük bir sıçrama yaşandı ve hem oyun stüdyosu hem de kitabın yazarı ciddi paralar kazanabildi. Bu sadece bir örnek tabii.

Saber Interactive firması, World War Z, Evil Dead: The Game ve A Quite Place ile “Film oyunları kötü oluyor” algısını yıkmak üzere

Hani eskiden çoğumuz öyle derdik, “Film oyunları genelde kötü oluyor” diye. Buna Willits de katılıyor aslında. Zira eskiden çoğu yapım firması, oyunları filmlerin tanıtım süreçlerine katkı sağlayabilecek PR malzemeleri olarak görüyordu. Kısa sürelerde hazırlanan yüzeysel oyunlarla karşılaşıyorduk. Tabii istisnalar vardı. Saber Interactive ise, konuyu ciddi olarak ele alıp uzun vadede milyonlarca oyuncuyu memnun etme ve yüksek kazançlar elde etme düşüncesinde.

World War Z’yi ele alalım…

Zombilerin her yerde olduğu bir hayatta kalma aksiyon oyunu. Yapım, online tabanlı bir Co-op ve üstelik bünyesinde Brad Pitt de yok… Ama niye?

Az evvel “Filmin merkezindeki önemli detaylar saptanmalı ve oyunlarda kullanılmalı, ayrıca filmin ruhu da oyuna yansıtılabilmelidir” demiştik ya, işte o detaylar arasında Brad Pitt yer almıyor. En azından bir video oyun uyarlaması olarak düşünüldüğünde, Pitt’e gerek olmadığına karar verilmiş.

“Herkes zombileri sever” diyen Willits, işte buradan yola çıkılarak filmin evrenine yeni detaylar ekleyerek bir nevi World War Z evrenini genişlettiklerini düşünüyor. Oyuncular, o aksiyon dolu dünyada yer almak ve hayatta kalmak için mücadele etmek istiyor. Temel faktörler bunlar ve şimdiye dek 15 milyondan fazla oyuncunun WWZ’yi deneyimlediği belirtiliyor.

Yakın zamanda satışa sunulan Evil Dead: The Game’e bakacak olur isek…

Saber, bu oyunu hazırlarken hem filmlerin hem de TV dizisinin lisanslarını alabilmiş. Tim Willits, bunun geliştirme sürecini olumlu yönde etkilediğinden söz ediyor ve “Bruce Campbell” detayına giriş yapıyor.

World War Z’de, filmin başrolünde yer alan Brad Pitt’i oyunda göremiyoruz. Peki ama Evil Dead oyununda Bruce Campbell niye var? Cevap, basit. Az evvel söylediklerimizden farklı değil aslında. Campbell’ın canlandırdığı Ash Williams karakteri, Evil Dead evreninin merkezinde yer alan ve olmazsa olmaz olarak nitelendirilebilecek bir detay. Dolayısıyla oyunda olması da normal.

Multiplayer tabanlı asimetrik online shooter olarak tasarlanan yapımda, ister Ash de dahil pek çok tanıdık karakteri kontrol edebiliyoruz, istersek de iblislerin tarafında yer alarak yepyeni bir deneyimi yaşayabiliyoruz. Filmleri izleyenler bilir, hani kamera hızla takip eder ve o esnada bir yaratık sesi duyardık ya… İşte o görüş açısını oyunda kontrol edebiliyor, insanlara çeşitli tuzaklar kurabiliyoruz.

Evil Dead: The Game’in ilk hafta itibarıyla 500 binden fazla satıldığını da hatırlatalım.

Tim Willits anlatıyor: Oyunlarda Hollywood lisanslarının kullanımı üzerine...Ve gelelim ve A Quite Place’in oyununa…

Bu oyun hakkında henüz bir bilgi, bir ekran görüntüsü paylaşılmış değil. Tim Willits, oyun için “Gerçekten çok sessiz hareket ederek ilerlemeniz gereken bir oyun” diyor. Eh, yani tıpkı filmde olduğu gibi.

Hollywood lisansları kullanarak oyun yapmanın bazı faydaları…

“Bir filmin lisansını alıp oyun yapmanın belki de en güzel tarafı, insanların o markayı biliyor olması. Oyunun dünyasını, karakterleri ve konuyu biliyorlar. Bu da oyun yapımcıları için iyi bir şans aslında.” Tim Willits.

Filmdeki vizyon, oyunun geliştirilme sürecinin nasıl olması gerektiği konusunda yapımcı ekibe ışık olabilir. Aynı zamanda en önemli süreçlerden olan pazarlama süreçlerini de kolaylaştırabilir. Sonuçta bilinen, tanınan markalar. İnsanlara sıfırdan tanıtmak için çabalamanız gerekmiyor.

Bir de “Yıldız Gücü” diyebileceğimiz bir konu var. Örneğin, Evil Dead TV serisinden Dana DeLorenzo, Kelly karakterini canlandırıyordu. Dünya çapında çok da tanınan bir TV oyuncusu değil, ama bu oyunda onun da karakteri var. Willits, bu gelişmeden ötürü Dana’nın çılgın gibi sevindiğini ifade ediyor. Instagram’da, Twiltter’da yaptığı paylaşımlardan tutun da arkadaş sohbetlerinde, ya da katılacağı etkinliklerde bu konudan bahsedecek olması ihtimalini bir düşünsenize… Dolayısıyla oyuna pek çok yeni oyuncu dahil olabilir. Bilinirliği daha da artıran bir süreç bu.

Hollywood lisansları kullanarak oyun yapmanın bazı zorlukları…

Eğer filmin ruhu ve merkezinde yer alan önemli detaylar kullanılmazsa, ortaya iyi bir yapımın çıkması zor. Eğer bilinen bir markayı kullanıp kötü bir oyun sunarsanız, haliyle markanın hayranları da sizi eleştirilere boğacaktır. Bu, geliştirici ve yayıncı ekipler için de zorlu bir süreç demek.

Hollywood lisanslı bir oyun üzerinde çalışıyorsanız, üç kritik noktaya dikkat etmelisiniz…

1. Oyun projesine başlamadan hemen önce, film ekibi dahil ilgili herkesle iletişime geçerek proje hakkında bilgi vermek, tavsiye almak ve onay almak.

2. Oyunun geliştirilme süreci devam ederken mevcut detaylardan söz etmek ve durum hakkında onay almak.

3. Oyunun geliştirme sürecini tamamlamadan hemen önce fikir alışverişlerinde bulunmak ve onay almak.

“Onay almak”, daha sonra pişman olmamak için önemli. Böylece zamanı daha verimli kullanabilir ve süreci daha doğru yöneterek sonuca ulaşabilirsiniz.

Tim Willits anlatıyor: Oyunlarda Hollywood lisanslarının kullanımı üzerine...

Peki Saber, Hollywood lisanslı oyunlar tarafında hep “hayatta kalma korku” türünü mü tercih edecek? Farklı tarzda markalar olamaz mı?

Bu, Tim Willits ‘in sunumunu tamamladıktan sonra ona yönelttiğim ilk soruydu.
Willits, doğru IP ve doğru zaman olması durumunda farklı türde oyunların da yapılabileceğini belirtti.

İkinci sorum ise, potansiyel bir Doom 3 remake projesiydi. Sonuçta Tim, Doom 3’ü hazırlayan ekipteki en önemli isimlerden biriydi. Günümüzde Dead Space ve Resident Evil 4 gibi oyunların remake sürümleri duyuruldu. id Software ile Saber Interactive’in yakın zamanda Quake Champions için ortaklık kurduğu da biliniyor. Tüm bu faktörleri göz önünde bulundurunca, Doom 3 Remake beklentisi hiç de boş beklenti değil gibi geliyor bana.

Tim Willits ise, belki de gelecekte şirketlerin tekrar bir işbirliğine giderek bu tip projeler yapabileceğini belirtiyor. Tabii bu bir temenni mi yoksa bir işaret mi, ilerleyen günlerde anlayacağız.

Sonuç olarak, oldukça keyifli ve bilgilendirici bir sunumu geride bıraktık. Benim için güzel bir haber ise, Tim Willits ‘in ilerleyen dönemlerde tekrar tekrar iş için İstanbul’u ziyaret edecek olması.

Razer Kraken V3 Pro: Haptic titreşimli kablosuz oyuncu kulaklığı