Dünyaca ünlü rating ölçme ve derecelendirme şirketi Nielsen’in gözü Facebook‘ta! Nielsen yöneticileri Facebook’ta arkadaşlarınızla aranızda çevirdiğiniz “dizi muhabbetine” ortak olarak, hangi şovun ne kadar izlendiğini ölçmek istiyor.
Yapımcılar, kanallar, ölçüm şirketleri, oyuncular… Bunların hepsinin gözü, bugüne kadar büyük ölçüde Twitter’daydı. Çünkü hem anlık olarak tepkilerin ölçülüp, filtrelenebilmesi hem de gizlilik ayarlarına fazla takılmadan hemen her fikrin görülebilmesi herkes için daha kolaydı. Fakat Facebook’ta işler öyle değil. Eğer siz özellikle ayarlamadıysanız, düşüncelerinizi ve paylaşımlarınızı dış dünyadaki insanlar göremiyor. Bu nedenle çok büyük ve aktif bir kullanıcı kitlesi olmasına rağmen TV sektöründeki kişiler Facebook’la fazla ilgilenmiyordu. Ama artık Nielsen sayesinde, bu durum değişecek.
“Kamuya açık” olmasa bile, Facebook üzerinde yaptığınız TV şovu, yarışma ve dizi muhabbetleri, ister arkadaşlarınızla, ister ailenizle aranızda olsun Nielsen tarafından değerlendirilebilecek. Gizlilik nedeniyle göndermiş olduğunuz özel mesajlar -neyse ki- Nielsen tarafından görüntülenemeyecek; fakat bir arkadaşınızın ya da kardeşinizin duvarına “Jessica Jones’u çok sevdim, süper bir dizi!” yazarsanız artık bunun Nielsen’ın sahası olduğunu unutmayın.
Nielsen’e göre, 90’lardan beri hayali kurulan “Sosyal TV” konsepti, ilk defa gerçek anlamda hayata geçmiş olacak. Bu senenin sonunda, Twitter’daki trend olma gücünün yanı sıra, Facebook’ta konuşulma ve paylaşılma oranlarına da sahip olunan TV yapımları, “Sosyal Medya Rating Puanı” ile ödüllendirilecek. Daha çok rating demek, daha çok reklam demek. Dolayısıyla artık yalnızca TV reklamlarının değil, internet ve sosyal medya reklamlarının da diziler ve TV şovları için ciddi bir mecra haline geleceğini ön görebiliriz. Muhtemelen iş bu kadarla sınırlı kalmayacak ve Instagram fotoğrafları altında dönen yorum trafiği de ölçümlere dahil edilecek.
Nilesen’e göre “kişisel gizliliğiniz tehdit alında değil” çünkü, şirket Jessica Jones dizisini sevmenizle kişisel olarak değil, verisel olarak ilgileniyor. Dolayısıyla kişisel gizlilik ve güvenliğe en üst düzeyde önem veren biriyseniz, Jessica Jones’u sevdiğinizi Facebook, Twitter ya da Instagram üzerinde paylaşmayacaksınız.
Asıl soru, bunun reklamcıları ne kadar etkileyeceği… Bu bilgi; reklamvereni ve medya mecrasını, TV izlenme oranları kadar etkileyecek mi göreceğiz. Bir kaç sene önce, eğer ölçülebilir olsaydı Sosyal Medya’daki paylaşım sayısının izlenme oranına ne kadar katkıda bulunduğunu bilmek, yapımcıları çıldırtacak kadar sevindirirdi. Fakat şu sıralar Sosyal Medya’nın, diziler üzerindeki gücü net biçimde ölçülemiyor. Oyunculara, yapımcılara hatta kanal yöneticilerine Twitter, Instagram vb. mecralar üzerinden ulaşabilen fan’ların isteklerinin neredeyse hiç dikkate alınmayışı, öğrenilmiş bir çaresizlik yaratmış olabilir.
Nielsen ve Twitter arasında, online aktivitenin TV izleme süresini artırıp artırmayacağı konusunda ufak bir anlaşmazlık var, fakat bu son gelişmeler bu konudaki pürüzlerin giderilmesine yardımcı olacaktır. Örneğin, Türkiye’de yayınlanan Kiralık Aşk dizisi hakkında Facebook’ta ne kadar konuşulduğunu ölçmenin yanında, bu konuşmaların sahiplerinin ne kadar TV / Stream izlediğini ve ne zaman izlemeye yöneldiklerini de görebildiğinizi düşünün. Yapımcıların buna ne kadar önem vereceğini daha iyi anlayabilirsiniz. Muhtemelen, elindeki muazzam kullanıcı verisini altın gibi işlemeyi seven Facebook için de Nielsen’in bu teklifi çok cazip gelmiştir.
Eğer arkadaşlarınızla aranızda yaptığınız öylesine bir muhabbetin, reklam verisine dönüştürülüp kullanılması sizi rahatsız ediyorsa şöyle düşünün; eğer bir dizinin kötü olduğunu düşünüyorsanız, artık bu düşünceniz yapımcıya “duygusal yoldan” ulaşacağı için belki bazı şeyler sonunda değişebilir.
Iphone fotoğrafçılığı için 4 aksesuar
