Facebook’un ana şirketi olan Meta Platforms, Avrupa Birliği’nden ilk antitröst cezasıyla karşı karşıya. Teknoloji devi, sınıflandırılmış reklam hizmeti Facebook Marketplace’i ana sosyal ağ platformuyla bir araya getirerek Marketplace’e haksız bir avantaj sağlamakla suçlanıyor.
Avrupa Komisyonu, Meta’nın Facebook veya Instagram’da reklam veren rakip çevrimiçi sınıflandırılmış reklam hizmetlerine olumsuz koşullar uygulayarak baskın pazar konumunu kötüye kullandığını iddia ediyor. AB’ye göre bu uygulama rekabeti engelledi.
Meta, 2023 küresel gelirinin %10’unu temsil eden 13,4 milyar dolara kadar ağır bir para cezasıyla karşı karşıya kalabilir. Şirket, eylemlerinin tüketicilere fayda sağladığını ve rekabeti teşvik ettiğini savunarak iddiaları reddetti. AB Komisyonu’nun önümüzdeki aylarda nihai kararını vermesi bekleniyor; Kasım ayında AB Antitröst Şefi Margrethe Vestager’in görevi bırakmasından önce olası bir para cezası verilmesi bekleniyor.
Avrupa Komisyonu, Meta’nın Marketplace’i ana Facebook platformuna entegre ederek kullanıcı tabanını zorunlu olarak büyüttüğünü ve böylece diğer sınıflandırılmış reklam hizmetlerine karşı haksız bir avantaj sağladığını belirtiyor. Bu strateji, Meta’nın pazar hakimiyetini pekiştirdi ve rakiplerin erişim ve büyüme fırsatlarını sınırladı.
Komisyon ayrıca, şirketin rakiplerine yönelik olumsuz koşullar uygulayarak, kullanıcıların alternatif platformlara geçişini zorlaştırdığını ve böylece tüketicilerin daha az seçenekle karşı karşıya kaldığını ileri sürüyor. Bu uygulamalar, AB’nin adil rekabet ilkelerine aykırı bulunuyor.
Meta, uygulamalarının yasal ve tüketici dostu olduğunu savunarak, iddialara karşı çıkıyor. Şirket, Marketplace’in kullanıcılar için değerli bir hizmet sunduğunu ve kullanıcı deneyimini zenginleştirdiğini belirtiyor. Ayrıca, Meta, rekabeti teşvik etmek için sürekli olarak yenilikler yaptığını ve pazardaki diğer oyuncularla adil bir rekabet içinde olduğunu iddia ediyor.
AB Komisyonu’nun nihai kararını vermesi bekleniyor ve bu karar, teknoloji devlerine yönelik düzenleyici baskının artmakta olduğunu gösterebilir. Şirketin potansiyel olarak milyarlarca dolarlık ceza ile karşı karşıya kalması, diğer büyük teknoloji firmalarına da bir uyarı niteliği taşıyabilir.
Bu dava, dijital platformların pazardaki güçlerini nasıl kullandıkları konusunda önemli bir emsal teşkil edebilir ve gelecekte benzer antitröst davalarının önünü açabilir. Şirketin bu süreçteki savunması ve AB Komisyonu’nun kararı, dijital ekonomi ve rekabet politikaları açısından kritik öneme sahip olacak.