Veri merkezlerinin elektrik şebekleri üzerindeki yükü, çok yakın bir gelecekte mevcut yöntemlerle baş edilemez seviyeye ulaşabilir.
Bugün bir yandan yapay zeka uygulamaları, bir yandan bulut servisleri derken veri merkezlerine olan ihtiyaç hiç olmadığı kadar artmış durumda. Bu da hem özel sektörün hem de dünyanın dört bir yanından devlet kurumlarının bu alana ciddi yatırımlar yapmasını sağlıyor. Ancak veri merkezlerinin sayısı ve büyüklüğü arttıkça, bu merkezlerin enerji tüketimi de artıyor. Nitekim bugün geldiğimiz noktada, bu merkezler elektrik şebekelerine ciddi bir yük bindirmeye başlamış durumda. Üstelik yapay zeka programları yaygınlaştıkça, bir de onların enerji yükü ekleneceği için elektrikli şebekleri iyiden iyiye zorlanmaya başlayacak. Bu hafta yayınlanan veriler de yakın bir gelecekte bunun ciddi bir sorun haline gelmeye başlayacağını gösteriyor.
Amerika’da bulunan Elektrik Enerjisi Araştırma Enstitüsü (EPRI)’nün bu hafta yayınladığı rapora göre, bundan 10 yıl sonra ABD’de üretilen tüm elektriğin yaklaşık yüzde 9’unu veri merkezleri tüketiyor olacak. Bu da bu merkezlerin enerji tüketiminin 10 yıl içerisinde iki katından fazlasına çıkacağı anlamına geliyor. Halihazırda kullanıcıların enerji tüketimine ayak uydurmakta zorlanan ABD elektrik şebekesinin artan bu ihtiyaçlarla nasıl başa çıkacağı soru işareti.
Üstelik yapay zeka alanında yaşanan patlama sebebiyle veri merkezlerine duyulan ihtiyaç EPRI’nin öngörüsünün bile üzerine çıkabilir. Sonuçta yapay zeka alanında şu anda yaşanan patlama öngörülemez bir hızda ilerliyor. Tüm bunlar yakın gelecekte alternatif enerji kaynaklarına ihtiyacın daha da artacağının habercisi. Bu noktada nükleer enerji santralleri de ülkelere sunulan çözümlerden biri olabilir. Ancak bunun ne kadar doğru bir adım olduğu tartışılır. Nitekim bugün de uzmanlar tarafından tartışılıyor. Ancak bu noktada nükleer enerjiye geçiş kaçınılmaz görünüyor. Nitekim Google gibi şirketler daha şimdiden yapay zeka laboratuvarlarını nükleer enerji santrallerinin yakınına kurmaya başlamış durumda.