Savaş esnasında başlayan ve sonrasında hiç bitmeyen bir sevginin filmi, Astsubay Süleyman Dilbirliği ile Güney Koreli kızının hikayesi bu.
İkinci Dünya Savaşı’ndan kısa bir süre sonra, 1950’de Kuzey Kore’den Güney Kore topraklarına saldırılar oldu ve büyük bir savaş başladı. Tüm dünyaya yardım çağrısında bulunan yetkililer, ilk olumlu cevabı Türkiye’den aldı ve en kısa sürede birlikler Güney Kore topraklarına ulaştı. O askerler arasında Süleyman Dilbirliği de vardı. Bu savaş onun hayatını öyle değiştirecekti ki, daha önce hiç görmediği, ayak basmadığı bu topraklarda, “Ay yüzlü” minik bir kızı (Ayla) evlat edinecekti…
Bundan birkaç sene önce, Kore Gazisi Süleyman Dilbirliği ile Ayla ismini verdiği Güney Koreli kızının 60 yıl sonraki buluşmasını haberlerde izlemiş, gazetelerde okumuştuk. Aradan yıllar geçmesine rağmen ikilinin birbirine duyduğu sevgi ve saygı, bu buluşmaya tanık olan herkesi derinden etkilemişti. Hemen harekete geçen film yapımcıları, bu etkileyici ve duygusal hikayeyi sinema perdesine taşımaya karar verdi ve geçtiğimiz cuma günü itibarıyla da “Ayla” filmine sinemada merhaba dedik.
Gerçek olayların beyaz perdeye yansıması: Ayla
Aslında filmin hikayesini üstte kısaca özetledik. Filmin kilit karakterlerinden olan Süleyman Dilbirliği’ni İsmail Hacıoğlu canlandırıyor. Zaten kadroya baktığımızda, birçok önemli isim görüyoruz. Çetin Tekindor, Ali Atay, Murat Yıldırım ve Altan Erkekli, ilk etapta sayabileceğimiz isimlerden.
Türkiye’nin Oscar adayı olarak vizyona giren film, öncelikle görsel kalitesi ve çekim açılarıyla dikkat çekiyor. Döneme uygun olarak hazırlanan şehir tasarımları ve kıyafetler tek kelimeyle harika. Arnavut kaldırım taşlarıyla örülmüş sokaklarda genç askerlerin sivil kıyafetlerle ve bisikletleriyle gezdikleri sahne bana huzur verdi. Hele de günümüz İstanbul trafiğini, karmaşasını göz önüne alınca.
Özellikle Süleyman Astsubay ile Ayla’nın birlikte olduğu sahnelere dikkat edin derim. Ayla’yı oynayan kızı öyle güzel seçmişler ki (Kim Seol), tıpkı söylendiği gibi “Ay yüzlü”, çok şirin bir kız. Savaş sahnelerine gelecek olursak, Türkiye’de çıkarılmış en profesyonel iş diyebiliriz. Hiç yapmacık görünmedi gözüme. Heyecanı sonuna kadar yaşadım. Tabii ki film hakkında spoiler vermeyeceğim!
Her ne kadar filmin odak noktasında Süleyman Astsubay ve kızı Ayla olsa da, diğer karakterlerin de dikkat çekici özellikleri, hikayeleri var. Büyük bir dramın yaşandığı, çoğu kez göz yaşlarınıza hakim olamayacağınız bir filmden söz ediyoruz, ama ara ara sizi ciddi ciddi güldüren sahnelerin de olduğu bir film Ayla. Tabii dönem gereği Amerikan varlığını da unutmamak lazım.
Ve final…
Filmde bazı sürprizler de var. Ayrıca jeneriği beklemenizi öneririm. Ayla, kesinlikle Türk sinemasında şimdiye dek yapılmış en iyi filmlerden bir tanesi. Gerek kurgusu, gerek görselliği, gerek oyunculuk, gerekse de hikaye anlatımıyla başınızı döndürecek, göz yaşlarınızı serbest bırakacak bir film. İyi ki yapmışlar diyorum! Ve evet, film bittiğinde dolu olan salonun büyük kısmı bir yandan hala ağlıyorken bir yandan da alkış tutuyordu…
–
Microsoft Yeni Bir Telefon Mu Geliştiriyor?