Yayınlanan son rapora göre fidye yazılımından etkilenen kişilerin çoğu istenen parayı ödüyor. Peki ama parayı ödemek çözüm oluyor mu?
İnternet kullanıcılarının karşı karşıya kaldığı siber saldırılar her geçen gün daha komplike bir hal alıyor. Hackerların elinin altındaki araçlar ve yazılımlar her geçen gün daha güçlü bir hal alırken, internet kullanıcılarını hedef almak için pek çok farklı yöntem kullanılıyor ve her geçen gün yenileri çıkıyor. Son yıllarda çok yaygın hale tekniklerden biri de ransomware, yani fidye yazılımı.
Bilgisayarına ya da mobil cihazına sızmayı başardıkları kişinin kişisel verilerini şifreleyen hackerlar, daha sonra şifrelenen bu verilerin tekrar açılabilmesi için hedef aldıkları kişiden belli bir miktar para istiyor. Kripto üzerinden yapılan bu ödemeler takip de edilemiyor. Sonuçta kullanıcıların iki şansı kalıyor: Şifrelenen tüm dosyaları gözden çıkarmak ya da hackerlara istedikleri parayı ödeyip kilitleyen dosyalarını açacak şifrenin gelmesini beklemek. Peki parayı ödedikten sonra bu şifre gerçekten de geliyor mu? Yayınlanan yeni bir rapora göre pek çok vakada bu sorunun cevabı “Hayır gelmiyor.”
Veeam tarafından yayınlanan rapora göre fidye yazılımından etkilenen kişi veya şirketlerinin yaklaşık yüzde 76’sı hackerların istediği parayı ödüyor. Hackerlar fidye yazılımı ile özellikle şirketleri hedef aldıkları için işleri için kritik olan dosyaları kaybetmek istemeyen şirketlerin istenen parayı ödemekten başka çaresi kalmıyor.
Ancak siber suçluların istediği parayı ödeyen bu yüzde 76’nın sadece yüzde 52’si şifrelenen dosyalarını yeniden açmayı başarıyor. Geri kalan yüzde 24 ise parayı ödedikleri halde bir daha asla kilitlenen dosyaları açamıyor ve fidyeyi ödediğiyle kalıyor. Yani anlayacağınız böyle bir durumda hackerların isteğini yerine getirseniz bile dosyalarını geri alamayabilirsiniz. Bu yüzden fidye yazılımına karşı korunmak için yeri doldurulamayacak kritik dosyaların güvenilir bulut servislerinde saklanması büyük önem taşıyor.