#İŞBİRLİĞİ
Kablosuz ve torbasız elektrikli süpürgeler resmen Trend olmuş durumda. Dyson ise bu akımının öncülerinden. Son yıllardır tüm ARGE’sini bu ürünlere yoğunlaştıran firma, Dyson V11 Absolute ile karşınızda.
Dyson V11 Absolute dan önce esasında her şey Dyson Digital Slim DC35 elektrikli süpürgesi ile başladı. Bu model uzatılmış borusu olan bir el süpürgesiydi ve kablolu modellerle yarışmak istiyordu.
Elbette bu ürün yetersizdi ve Dyson bu ürünü daha iyi yapabilmek için ciddi caba harcadı. DC35 modelinden sonra DC45 ardından da DC62 modeller geliştirildi. Ama Dyson dönüm noktasını 2015 yılında piyasaya sürdüğü V serisi süpürgesi ile yakaladı. Dyson V6 olarak adlandırılan bu model bir önceki modelden , tasarım acısından çok farklı değildi. Fakat Dyson’un bu ürüne entegre ettiği Filtre, elektrik süpürge modellerindeki seyrini ciddi anlamda değiştirdi. Bu filtre sayesinde çok ince tozlar, polen ve küf kalıntıları yakalanabiliyordu. Bununla birlikte makineden çıkan hava da temizleniyordu. Yani Alerjisi olan kişiler için tam aradıkları bir üründü.
V6 modelinin diğer bir özelliği, kullanıcılara Akülü elektrik süpürgelerinin en az kablolu ürünler kadar performanslı olduğunu göstermesi. Bu ürün resmen Akülü süpürge trendinin başlamasına neden oldu. Durum böyle olunca Dyson’da boş durmayıp daha modern tasarımlar ve ürünün performansında da iyileştirmeler yaptı. Neredeyse her yıl yeni bir ürün piyasaya sürüldü. Dyson V6’dan sonra V7, V8,V10 ve günümüzdeki en iddialı ürün Dyson V11 Absolute ile tanıştık.
Kablo yok torba yok
İlk olarak şu soruyu sormalıyız kendimize. Akülü bir elektrik süpürgesi, neden kullanıcılara cazip geliyor? Bu sorunun cevabı esasında çok basit.
Klasik bir elektrikli süpürge, özellikle eski modeller, genelde büyük boyutlu ve ağır oluyorlar. Kablo tüm odada yayılmış durumda ve genelde de boş bir elektrik prizi bulmakta zorlanıyoruz. Bununla birlikte torbanın dolmasını takip etmek ve birkaç haftada bir değiştirmek gerekiyor. Hatta torbasız modellerde bile tozları boşaltma işlemi bazen can sıkıcı olabiliyor.
Akülü süpürgelerde tozları boşaltma işlemi elbette daha sık yapılıyor. Fakat Dyson V serisinde bu işlem inanılmaz basite indirgenmiş durumda. Ürünü çöp kutusunun üzerinde tutuyorsunuz ve mandalı çekerek boşaltma işlemini hızlıca yapıyorsunuz. Yani hiçbir şekilde tozlarla temasta kalmıyorsunuz. Bu özellikle tozlara karşı alerjisi olan kişiler için çok önemli bir artı.
Bu sistemin diğer bir avantaj ise toplanan saçların da kolayca çöp torbasındaki yerini bulması. Bilenler bilir. Özellikle saçlar süpürgenin içinde dolanıyorlar ve bunları temizlemek için de baya zaman harcamak gerekiyor. V11’de böyle bir sıkıntı yok.
Dyson V11 Absolute ’da beğendiğimiz bir özellik, duvara monte aparatı ile beraberinde gelmesi. Bu çok önemli bir avantaj. V11 çok az yer kapladığı için evinin birçok yerinde saklayıp otomatik olarak şarj edebiliyorsunuz. Klasik modellerde bu zaman zaman ciddi bir dert oluyor.
Yüksek torklu temizleme başlığının farkı
Dyson Akülü süpürgelerin yapıları birbirlerine çok benzerler. Tüm ürünler modüler bir sisteme sahip ve tek bir boruya birçok başlık takılabiliyor.
Kullanıcılar bu başlıkları boruyu söküp direkt olarak ürüne takabiliyorlar. Bu sayede ürün daha kompakt ve zaman zaman daha da kullanışlı hale gelebiliyor. Örneğin arabanızın koltuğunuzu bu sayede temizlemeniz mümkün. Aynı zamanda elektrik prizinin olmadığı çatı altları veya bodrumlarda istediğiniz temizliği yapmanız mümkün.
Tabi burada beraberinde gelen her ortama göre farklı başlıklar da büyük bir önem taşıyor. Ama en önemlisi ise, döner mekanizma ile saniyede 60 döngü hızına ulaşan yüksek torklu temizleme başlığının olması. Bu mekanizma sayesinde kir ve tozlar çok daha verimli bir şekilde toplanabiliyor. Sert naylon fırçalar, dipteki kirleri çekmek için halının derinlerine iniyorlar. Yumuşak, anti-statik, karbon fiber lifler ise sert zeminlerdeki ve çatlaklardaki tozları yakalıyorlar.
Dyson V10 vs Dyson V11
Yıllara baktığımızda V6, V7 ve V8 ürünlerinde neredeyse aynı tasarım kullanıldı. Ürünlerin farklarını genelde renklerinden anlayabiliyordunuz. Dyson Cyclone V10’un gelmesi ile birlikte tasarım tam anlamıyla değişti. Motor ve toz haznesi dikeyken yatay tasarımına geçildi. Ürünün uzunluğu önceki modellere göre artı. Bu da toz haznesinin %40 büyümesine yani 0.8 Litre’ye kadar genişlemesine yol açtı. Aynı zamanda da motorun eksenindeki 14 Cyclone’un verimliliği 72 km/saat emiş gücünden 190 km/saate kadar çıktı.
Cyclone demişken bunu şöyle düşünmek gerek. Süpürgenin içinde 14 adet kasırga oluşuyor ve bunlar yaklaşık 190 km/saat hızla yerdeki kir ve tozları yukarıya, yani toz haznesine fırlatıyorlar. Toz hanesindeki atılan tozlar, oluşan bu güç ile anında tabana yapışıyor. Bu sayede emilen kir ve tozlar, artık tüm süpürgelerde standart hale gelen yıkanabilir HEPA filtre ile %99.97’lük bir oran ile haznede kalıyor. Dolaysıyla süpürgeden atılan soğuk hava esasında filtrelenmiş oluyor.
Dyson V11’i farklı kılan diğer bir özellik, ortama göre gücünü ayarlayabilmesi. Üzerinde bulunan üç adet mikroişlemci saniyede 8000 kere motor, pil ve süpürge başlıklarını kontrol ediliyor. Yüksek torklu temizleme başlığı üzerindeki Dynamic Load Sensor (DLS) sistemi sayesinde de V11’in emiş gücünü otomatik olarak ortama adapte oluyor.
Bu teknoloji sayede enerji tasarrufu sağlanıyor ve kullanıcılara daha uzun bir kullanım sunuluyor. Örneğin halı, yolluk, kilim ve hasırlı yüzeylerde motor hızını otomatik olarak artıyor, Parke ve Laminat gibi sert zeminlerde ise daha düşük bir güç ile çalışması sağlanıyor.
Kablosuz ve çok güçlü
Piyasanın en güçlü akülü elektrik süpürgesini arıyorsanız, Dyson V11’in açık ara önde olduğunu söylemeliyiz. Rakip tanımayan bu yeni ürün zaten çok başarılı olan Dyson V10’u birçok disiplinde rahatlıkla geçebiliyor. Dyson V10’da yapılan düzeltmeler sonucu ortaya çıkan V11, bu farkını ne yazık ki fiyatına da yansıtıyor.
Buna karşın V10 ile kıyasla %15 daha güçlü bir motor, daha büyük ve daha verimli bir pil ve 60 dakikalık bir kullanım süresine sahip oluyorsunuz. Bununla birlikte üst tarafta bulunan gösterge panelinde, süpürgenin Auto, Boost ve Eko modunda kaç dakika çalışabildiğini takip edebiliyorsunuz. Bu bilgi ekranı aynı zamanda filtre değişimi için de sizi uyarıyor.
Yalnız bu bilgi ekranı, pil sürelerini gösterdiğinde, zaman zaman kullanıcıların kafasını karıştırabiliyor. Otomatik algılama sayesinde pil kullanım süresi sürekli değişebiliyor. Tıpkı arabalarda bulunan mesafe göstergesi gibi. Yüksek devirli kullandığınızda mesafe düşüyor, ayağınızı gazdan çekip normal kullandığınızda ise mesafe bir anda artabiliyor.
Man in Black filminden çıkmış sanki
Yaptığımız denemelerde Dyson V11’i yaklaşık 80 dakika kesintisiz çalıştırabildik. Tabi bu eko mod için geçerli. En güçlü modunda ise 10 dakikada pil bitiyor. Yani bir evde çok fazla halı varsa ürünü 10-15 dakika sonra şarj etmeniz şart. Sert zemin olan evlerde ise pili bitirmeden çok rahat bir şekilde temizlik yapabiliyorsunuz.
0.3 Mikron büyüklüğündeki tozları emebilen V11, rahatsız etmeyen bir çalışma gürültüsüne sahip. Yani bu ürün ne sessiz ne de çok sesli. Bizim beğendiğimiz bir özellik ise, ürün çalışlırken ve kapanırken oluşturduğu o müthiş bilim kurgu filmlerden bildiğimiz sesleri vermesi. Zaten ürün görüntü olarak Man in Black filminden çıkmış bir uzaylı tabancasına benziyor. Ürünün tasarımı o ses ile birleşince kendimizi filme kaptırmamak için zor tuttuğumuzu söylemeliyiz.
Dyson V11, tabanca kabzesi gibi bir tutma kabzesine sahip. İşaret parmağınıza denk gelen düğmeye sürekli basılı tutarak ürünü çalıştırıyorsunuz. Bu işleme gerçekten alışmak zor. Düğmeye basmadığınızda ürün hemen kapanıyor.
Önceki modellere göre arttırılmış olan 0.8 ltr’lik toz haznesi hemen doluyor. Dyson, temiz olarak düşündüğünüz birçok yerden inanılmaz toz toplamasını biliyor. Buna karşın 3.05 kg ağırlığı ile benzer ürünlerle kıyaslandığında oldukça ağır kaldığını söylemeden edemeyeceğiz. Bizim görüşümüze göre özellikle orta yaş üstündekiler bu ürünü kullanmakta zorlanabilirler.
TP-Link Deco E4 Mesh Wi-Fi Sistemi ile ölü noktalara veda edin
Fakat yukarıda da dediğimiz gibi V11 temizleme performansı bakımından tek kelime ile rakipsiz. Modüler yapısı sayesinde her ortama uygun olması ve duvar asma aparatı ile yerden de tasarruf edebilmesi ürünü çok cazip hale getiriyor.
Neticede Dyson, yukarıda saydığımız tüm bu avantajları ürünün fiyatına yansıtmış durumda. Karşılığını fazlasıyla veren V11’e sahip olmak için, ne yazık ki kesenin ağzını açmak gerekiyor.
“Bu incelemesini yaptığımız ürün, ilgili marka tarafından kurumumuza sağlanmıştır.”