Elektrikli ve hibrit araç (NEV) pazarında kuralları yeniden yazan Çinli dev BYD, Shenzhen’deki fabrikasında düzenlediği törenle 15 milyonuncu aracını banttan indirerek kırılması güç bir rekora daha imza attı.
Bu gelişmeyi asıl çarpıcı kılan unsur ise sayıların büyüklüğünden ziyade, bu sayılara ulaşma hızı. Markanın ilk 1 milyonuncu aracını üretmesi tam 13 yıl (2008-2021) sürerken, 10 milyondan 15 milyona ulaşması sadece bir yıldan biraz fazla zaman aldı. Bu durum, BYD’nin artık sadece bir “otomobil üreticisi” değil, aynı zamanda bataryasından çipine kadar her parçasını kendi üreten devasa bir “teknoloji ve lojistik ekosistemi” haline geldiğini gösteriyor.

15 milyonuncu aracın, markanın lüks segmentteki amiral gemisi veya yüksek teknolojiyle donatılmış yeni bir model (örneğin YangWang veya Denza serisinden) olması, BYD’nin stratejisinin sadece “ucuz araba satmak” olmadığını, premium pazarda da Tesla ve Alman rakipleriyle kafa kafaya çarpıştığını kanıtlıyor. Şirket, “Blade Battery” teknolojisi ve dikey entegrasyon modeli sayesinde (yani tedarikçiye bağımlı kalmadan kendi parçalarını üretmesi), global krizlerden veya çip darboğazlarından rakipleri kadar etkilenmiyor. Bu üretim hızı, özellikle Avrupa ve Türkiye pazarındaki penetrasyonunu artırırken, tüketicilerin “yedek parça ve servis” konusundaki endişelerini de sahadaki yaygınlığıyla silmeyi hedefliyor.
2026 yılına girerken ulaşılan bu rakam, fosil yakıtlı araçların devrinin kapandığının en somut sinyallerinden biri. Bir zamanlar “Çinli taklidi” olarak küçümsenen bir markanın, bugün Ford veya Honda gibi yüz yıllık devleri üretim adetlerinde geride bırakması, endüstrideki güç dengesinin Asya’ya kaydığını tescilliyor. Filo kiralama şirketleri ve turizm acenteleri için ise bu haber şu anlama geliyor: Önümüzdeki dönemde transfer araçlarında ve kiralık filolarda BYD logosunu, uygun maliyet ve yüksek erişilebilirlik nedeniyle çok daha sık göreceğiz.






