Danışmanlık firması McKinsey’nin yeni raporu yapay zekanın neredeyse her kuruma girdiğini, ancak gerçek dönüşümün tam anlamıyla başlamadığını belirtiyor. Neler olduğuna birlikte bakalım…
McKinsey’nin 105 ülkeden 1.993 katılımcıyla gerçekleştirdiği küresel anket ilginç sonuçlar içeriyor. Rapora göre şirketlerin yüzde 88’i en az bir departmanında yapay zeka otomasyon sistemi kullanıyor. Ancak tablo biraz yanıltıcı. Çünkü bu oran yüksek olsa da, AI sistemlerinin çoğu pilot veya test aşamasında. Genel manzaraya bakıldığında kurumsal ölçekte AI teknolojisinden yararlanan şirketlerin oranı sadece üçte bir.
2025’in yükselen yıldızı ‘AI Agents’ veya Türkçe adıyla kısaca ajanlar oldu. Kendi kararlarını alabilen, çok adımlı süreçleri yürütebilen bu akıllı ajanlar artık üretimden insan kaynaklarına kadar birçok alanda yer alıyor. Katılımcıların yüzde 62’si AI ajanlarını test ettiğini, yüzde 23’ü ise belirli bölümlerde kademeli kullanıma geçtiğini söylüyor. Ajanların en aktif olduğu sektörler teknoloji, sağlık, medya ve telekom olarak öne çıkıyor.
McKinsey’ye göre büyük ölçekli şirketler küçük şirketlere kıyasla yapay zeka alanında çok daha ileride. Yıllık geliri 5 milyar doların üzerinde olan firmaların neredeyse yarısı, yapay zekayı kurumsal düzeyde entegre etmiş durumda. Ancak asıl farkı yaratan ‘yüksek performanslı’ şirketler. Sözünü ettiğimiz kurumlar AI’yı sadece maliyet azaltma aracı olarak değil, büyüme ve yeniliğin itici gücü olarak konumlandırıyor. Bu vizyon sayesinde üst yönetim süreci doğrudan sahipleniyor; iş akışları baştan tasarlanıyor ve bütçelerin yüzde 20’sinden fazlası AI yatırımlarına ayrılıyor.
Raporda dikkat çeken bir başka bölüm ise iş gücü etkisi oldu. Şirketlerin bir kısmı 2026’da personel sayısında düşüş yaşanacağını ifade ediyor. Geçtiğimiz yıl yapay zeka nedeniyle iş gücü azalan bölümlerin oranı ortalama yüzde 17’ydi. Bu oranın gelecek sene yüzde 30’a kadar çıkması bekleniyor. Yani yapay zeka, verimliliği artırırken aynı zamanda bazı pozisyonların ortadan kalkmasına da yol açacak. Özellikle IT, yazılım, üretim ve müşteri hizmetleri gibi alanlarda insana ihtiyacın azalacağı tahmin ediliyor.
