Yapılan bir ankete göre, akrabaları, iş arkadaşları ve arkadaşlarıyla İnternet özellikli bir cihazı paylaşan katılımcıların %36’sı bilgilerini korumak için hiçbir önlem almıyor.
Her ne kadar cihazda depolanan verilerin kaybolma veya çalınma ihtimalini dikkate değer oranda artırıyor olsa da bu cihazları paylaşmanın herhangi bir risk oluşturduğuna inanmıyorlar.
Aslında bir cihazı ne kadar çok kişi kullanıyorsa, bu kişilerden birinin bir hata yapıp bir siber suç numarasına yakayı kaptırması ihtimali de o kadar yüksek oluyor.
Bugün bir bilgisayar, telefon veya tabletin sahibinin, cihazını İnternete erişim sağlamak için kullanan tek kişi olmaması sık görülüyor; üç katılımcıdan biri cihazını paylaştığını bildirmiş. Katılımcıların %35’i cihazlarını evlerindeki diğer yetişkinlerle paylaşıyor, %1’i cihazlarını çocuklarına veriyor ve hatta %1’i iş arkadaşlarının ve diğer tanıdıklarının cihazlarını kullanmalarına izin veriyor. Bu durumun genellikle İnternete erişim sağlamak için kullanılan cihazlar için geçerli olduğunu ve bu cihazlarda hesap oturumu açma bilgileri ve şifreler gibi değerli veriler bulunma ihtimalinin yüksek olduğunu da unutmayın.
Paylaşılan bir cihazı korunmasız olarak bırakmak son derece tehlikeli; kimse diğer kullanıcıların siber tehditler hakkında yeterince bilgili olduğundan emin olamaz: deneyimsiz bir kullanıcı dolandırıcılara av olabilir veya zararlı bir yürütülebilir dosya indirebilir. Aynı zamanda, bilgisayarlarını, telefonlarını ve tabletlerini diğerleriyle paylaşan bu katılımcıların %29’u hiç bir risk görmedikleri’ için herhangi bir güvenlik önlemi almıyor. Kullanıcıların sadece %39’u cihazını bir başkasına vermeden önce önemli verilerin yedek kopyalarını alıyor, %29’u verilerini şifreyle korumaya alıyor ve %33’ü bu cihazlarda önemli bilgiler saklamamaya özen gösteriyor.
ASUS CES İnovasyon Ödülleri’nden 7 Ödülle Döndü