Bulutlar ve aerosol gazları iklimdeki iki gizli güçtür. Dünyayı bazen ısıtan ve bazen de soğuturlar. Bilim adamları tarafından düşünülen net etkileri dünyayı ılımanlaştırma üzerinedir. Fakat aerosol ve bulutlar ile ilgili ayrıntıların anlaşılması güç olacaktır.
Bilim adamları tarafından bulutların ve aerosol gazlarının daha iyi anlaşılmaya başlanması AR4’den beridir en iyi gelişim olmuştur. AR4 Ülkeler arası İklim Değişim Paneli değerlendirme raporunun 4.süne işaret eder. 5. rapor 27-30 Eylül arasında yayınlanmıştır.
Bulutların ve aerosollerin değerlendirilmesinin sonucunda soğutma etkilerini yitirmeye başladıkları görülmüştür.
Aerosol gazı hakkında ilk bilinen gelişmeler boyutu ve çeşitliliği üzerine yaşanmıştır. Havanın 1 cm^3’ünde 1000’lerce asılı sıvı veya katı parçacık bulunur bunlar aerosollerdir. Boyutları nanometrelerde mikronlara kadar çeşitliklik gösterir. Genelde sülfat ve insan yapımı duman aerosol gazlarına örnektir. Diğer aerosol gazları deniz spreyi ve doğal spreylerdir. Eğer aerosoller atmosferde asılı kalsalardı bir kaç gün tutunabilirlerdi ve stratosferde 1 yıldan daha fazla asılı kalabilirler. Aerosollerin sayısı ve boyutundaki değişimlerin iklimdeki etkilerinin anlaşılmasını zorlaştırmıştır.
Dünyadan uzaya yansıyan bazı ışınlar soğuturken emilen ışınlar dünyayı ısıtır ve soğutma etkisi baskındır fakat bu değişimler belirsizliği doğurur.
Daha iyi ölçümler bu belirsizliği ortadan kaldırmakla başladı. Fotoakustik(kanseri araştırmada kullanılan biyomedikal görüntüleme metodu) ölçümler benzeri labaratuar teknikleri, aerosol parçacıklarının davranışının daha iyi incelememize olanak sağladı.
Saçılan veya emilen aerosolün özelliği kısmende olsa boyutuna bağlı olduğu için bilim adamları hangi aerosolün iklimi ne derecede etkilediğini daha iyi ortaya koyabilir oldular.
Bilim adamları aerosollerin nasıl geliştiği konusunda da daha iyi anlama yeteneği kazanmışlardır. Bu gibi parçacıklar etrafta yuvarlanarak değişmez. Sülfatlar bazı moleküllerin içindeki buharlardan büyür ve nanometre boyutlarında olabilir.Ortaya çıkan boyut oranı, amonyak ve amin gibi bileşiklerin bulunmasına bağlıdır.
Aerosollerin neye benzediği ve karakterlerinin ne olduğuna dair daha donanımlı bilgi, araştırmacıların aerosollerin bulutları nasıl etkilediklerine bakarak incelemeleriyle daha da artacaktır. Bulutlar aerosol gazlarında daha çok parçacık olmasıyla ve daha çok su damlacığının olmasıyla oluşurlar. Bulut ve aerosol arasındaki bağlantı iyi kurulmuştur. Bu bağlantı sebebiyle küresel soğuma olmaktadır.
Fakat soğumaya dair 2. bir bağlantı olduğu düşünülmektedir. Eğer belli bir miktar buhardan daha çok parçacık büyüyorsa, parçacıkların her biri daha küçük olmaktadır. Yani parçacıkların küçük olması bulutun yağmur veya kar üretmesi, daha çok radyosyon yayması demektir.
Bu ikinci etki birinci kadar güçlü değildir. Daha çok soğuma yoktur. Fakat bir aerosol parçacığı önceki hesaplamalardan daha çok tesirlidir.
Bu etkiler bir araya toplanarak, aerosollerin dünya yüzeyinin her bir metrekaresine olan net etkisinin 0.82 watt olarak hesap edilmiştir. 2007 değerlendirmesinde IPCC(Ülkeler arası İklim Değerlendirme Paneli) bu değer metrekare başına 1.02 watt ölçülmüştür.