Artık vize almanın yanında ABD’ye seyahat edenlerin bir başka sıkıntısı da var; ABD yurtdışından gelen yolculardan Sosyal Medya hesap bilgilerini istiyor.
Yurt dışına seyahat eden Türk vatandaşlarının büyük çoğunluğu, vize almanın ne kadar eziyetli bir süreç olduğunu çok iyi bilirler. Acaba çıkacak mı? Acaba ne olacak? Ne zaman sona erecek diye uzayıp giden bu eziyet yeni düzenlemelerin ardından “küresel terörün” yükselişiyle biraz daha uzayacak ve daha da eziyetli bir hale bürünecek gibi görünüyor. Peki bunun sosyal medya hesap bilgileriyle ne alakası var? derseniz; ABD hükümetinin henüz yeni başlattığı bir uygulama, bu sürecin “en yenilikçi” örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor.
Terörün ölüm saçtığı ve bunun en fazla sosyal medya kanallarından yayıldığını biliyoruz. İnsanların özellikle teröristleri desteklemeleri ya da buna yatkın olmaları en fazla sosyal medyadan yaptığı paylaşımlarla bilinebiliyor. Akla distopik filmlerden birini getiren bu birini getiren uygulamayı gündeme getiren Politico’ya göre, ABD hükümeti ülkeye girişlerde yolculardan sosyal medya hesaplarıyla ilgili bilgileri almaya başladı. Uygulama kapsamında yolculara Facebook, Google+, Instagram, LinkedIn ve YouTube’un olduğu bir açılır menü gösteriliyor ve yolculardan bu platformladaki hesap adlarını yazmaları isteniyor. Bu süreçte de kısa bir araştırma başlatılıyor.
Uygulamanın savunması yani neden böyle bir şey yapıldığının açıklaması, tahmin edebileceğiniz gibi, ulusal güvenlikle alakalı. Dünyaya dehşet saçan Işid tehditi, dünya çapında internet kontrolünün sıkılaştırılması ve kullanıcı gizlilik sınırının daha fazla çiğnenmesiyle sonuçlandı. Her gün paylaşımlar ve dehşet videoları izlediğimiz sosyal medyada kullanıcı tutumları bir hayli dikkate alınıyor. Bu gelişmelerin devamı niteliğindeki önlem, kullanıcıların sosyal medya hesaplarını analiz ederek, “terörist potansiyeli” gösterip göstermediklerini anlamaya çalışıyor. Işid’ın sosyal medyayı örgütlü propaganda için profesyonel bir şekilde kullandığı konusunda hemfikir olmamız aslında, önlemin işe yarayabileceğini gösteriyor. Fakat önlem özellikle Orta Doğu’dan gelen vatandaşları rahatsız ediyor. Bu da bu önlemin yan etkisi diyelim.
Kullanıcıların sosyal medya paylaşımlarının analiz edecek bir sistemin otomatize bir şekilde ana dilden İngilizce’ye çeviri yapması gerekiyor. Kısaca yazdıklarınızın yanlış tercümesi başınıza iş açabilir Bu alanda iyileştirme yapılmasına devam ediliyor fakat uygulama yeni olduğu için pek fazla etkisi olmayacak gibi. Yasa tasarısı olarak sunulduğunda ifade özgürlüğünü sınırladığı için bu düzünleme sıkça eleştrildi.
ABD hükümeti, sosyal medya sorgulamasını, şimdilik Vize Feragat Programı’na dahil olan 38 ülkeden gelen yolculara uguladı Pratiğin, tepkilere rağmen yaygınlaşması yakın gelecekte kuvvetle muhtemel. Bu düzenleme bakalım birçok ülkeye de ilham olabilecek mi?
