#İŞBİRLİĞİ
6) Colossus: The Forbin Project (1970)
Bir başka yazı dizimizin konusu Soğuk Savaş Dönemindeki Bilim ve Teknoloji‘ydi, fakat şimdilik işin “sinematik” yönüne odaklanarak “Soğuk Savaş” paranoyasının İkinci Dünya Savaşı sonrası dönem sinemasını nasıl etkilediğini ele alacağız. Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği arasında devam eden soğuk savaş, muazzam bir “B Film” örneği olan Colossus: The Forbin Project‘e o eşsiz havasını katmış ve aslen “yapay zeka” üzerine bir film olmasına rağmen, dönemin politik havasının esaslı bir eleştirisi olmuş diyebiliriz.
Filmin hikayesi şu; Dr. Forbin (Eric Braeden) dünyanın en gelişmiş yapay zekası olan “Colossus’u” icat ederek, onu gelmiş geçmiş en muhteşem nükleer defans sistemi olarak tasarlıyor. Sovyetler de bu atağa “Guardian” adını verdikleri bir başka süper yapay zeka ile karşılık veriyorlar. İki cihaz karşı karşıya gelip, bağlantıya geçtiğinde sadece ikisinin anlayabileceği bir “Binary Code” dili oluşturuyor ve “Dünyanın iyiliği için” insan ırkını kolonize etmeye karar veriyorlar. İlkel tekniklerle çekilmiş olmasına rağmen kendine has sürprizlere sahip olan bu film, sinematografisi, James Bridges tarafından zekice yazılmış senaryosu ve Michel Colombier‘ın etkileyici müzikleriyle bu listeye girmeyi hak edecek kadar farklı bir “prodüksiyon değeri” taşıyor. Kendi türünden bir varlıkla, “aptal” insanlara kıyasla çok daha iyi iletişim kuran ve “esas iyilik ülküsüyle” önemsiz piyonları feda etmeye hazır olan bir yapay zeka kavramı dönem sineması için gerçekten yenilikçi bir bakış açısı sunuyor. Ayrıca 70’lerin bir daha asla benzerine rastlanmayacak o eşsiz retro havası için “synthesizer” ile oluşturulmuş ses efektlerinin katkısını da unutmayalım!