Tam kare (full-frame) aynasız kamera pazarında “standart” modeli tanımlayan Sony A7 serisi, beşinci nesliyle birlikte profesyonel ve hobi fotoğrafçılığı arasındaki çizgiyi biraz daha bulanıklaştırıyor.
Uzun süren bekleyişin ardından sahneye çıkan Sony A7 V, kağıt üzerinde selefiyle aynı görünen 33 Megapiksel çözünürlüğü korusa da, kaputun altında yatan teknolojiyle bambaşka bir kimliğe bürünmüş durumda. Sony mühendisleri bu modelde, genellikle sadece en üst seviye A9 ve A1 serilerinde görmeye alıştığımız hızın bir kısmını orta segmente indiren yeni “Kısmen İstiflenmiş” (Partially-Stacked) CMOS sensör teknolojisini kullanıyor.
Bu yeni sensör mimarisi, A7 V’in en büyük kozu. Tam istiflenmiş sensörler kadar pahalı olmayan ancak standart BSI sensörlerden iki kat daha hızlı veri okuyabilen bu yapı, fotoğrafçılar için saniyede 30 kare (elektronik deklanşörle) kararmasız seri çekim hızı anlamına geliyor. Videograflar içinse bu hız, meşhur “jöle efekti” (rolling shutter) sorununun büyük ölçüde azalması demek. Ayrıca cihaz, yeni sensörü sayesinde nihayet 4K 60fps videoyu herhangi bir kırpma (crop) olmadan tam sensör genişliğinde kaydedebiliyor; hatta Super35 modunda 4K 120fps seçeneği de sunuyor.
Sony, bu hız canavarını yönetmesi için cihaza BIONZ XR2 işlemcisini ve A7R V’ten tanıdığımız Yapay Zeka (AI) İşlem Birimini entegre etmiş. Bu sayede kamera; insanları, hayvanları, kuşları, böcekleri, arabaları, trenleri ve uçakları sadece şekil olarak değil, duruş (poz) tahmini yaparak da takip edebiliyor. Ergonomik olarak da iyileştirilen gövde, 4 eksenli hareket kabiliyetine sahip yeni LCD ekranı ve geliştirilmiş 8 stopluk gövde içi titreşim engelleme (IBIS) sistemiyle geliyor. Kısacası Sony A7 V, “her şeyi yapan kamera” unvanını, bu kez çok daha hızlı ve zeki bir altyapıyla korumayı hedefliyor.
