Samsung’un en yeni amiral gemisi Galaxy S25 Ultra, ekranıyla DxOMark’ta liderliği ele geçirse de kamera performansıyla rakiplerinin gerisinde kaldı. Yapılan testlerde aldığı 146 puanla büyük beklentilere yanıt veremeyen cihaz, özellikle düşük ışık performansı ve otomatik netleme sorunlarıyla eleştirildi.
Samsung’un en yeni amiral gemisi Galaxy S25 Ultra, ekran kalitesiyle DxOMark’ta zirveye otursa da kamera performansında bekleneni veremedi. Yapılan testlerde cihaz, 146 puan alarak rakiplerinin gerisinde kaldı. Huawei Pura 70 Ultra 163 puanla listenin en tepesinde yer alırken, Google Pixel 9 Pro XL ve Honor Magic 6 Pro gibi modeller de 158 puanla Samsung’u geride bıraktı.
Galaxy S25 Ultra’nın kamerası, özellikle zoom performansıyla övgü topladı. Telefon, yüksek detay koruma yeteneğiyle dikkat çekerken, parlak ışık koşullarında başarılı pozlama ve dinamik aralık sunuyor. Renk doğruluğu konusunda da iyi bir performans sergileyen cihaz, özellikle doğal cilt tonlarıyla beğeni topluyor. Video çekimlerinde de beyaz dengesi başarılı sonuçlar veriyor ve renkler gerçeğe oldukça yakın görünüyor.

Ancak telefonun kamera sistemi bazı eksikliklerle de eleştirildi. DxOMark testlerine göre, özellikle video modunda otomatik netleme sorunları yaşanıyor. Pozlama geçişlerindeki dengesizlikler ve düşük ışık koşullarında artan gürültü seviyesi, cihazın rekabet avantajını zayıflatıyor. Ayrıca, düşük ışıklı ve yüksek kontrastlı sahnelerde beyaz dengesinde sapmalar yaşanabiliyor. Bokeh modunun bazen devreye girmemesi de güvenilirlik konusunda soru işaretleri yaratıyor.
Samsung, bu yıl sadece ultra geniş açılı kamerayı güncelledi. Ancak rakip üreticiler, amiral gemisi modellerinde en yeni ve en büyük görüntü sensörlerini kullanırken, Samsung hâlâ 3x telefoto lensinde eski 10MP, 1/3.52 inçlik sensörü kullanmaya devam ediyor. 5x telefoto ve ana kamera sensörleri de rakiplerine kıyasla daha küçük kalıyor, bu da gürültü probleminin ana sebeplerinden biri olarak görülüyor.
Şirketin geçtiğimiz yıl tanıttığı ALOP lens teknolojisi, daha büyük sensörleri daha az çıkıntıyla yerleştirmeyi mümkün kılıyor. Ancak bu teknolojinin Galaxy amiral gemilerinde ne zaman tam anlamıyla kullanılacağı belirsizliğini koruyor. Samsung’un bu alanda daha agresif adımlar atması, sadece kendi cihazlarını değil, sektördeki rekabeti de güçlendirebilir.






