Microsoft hacker saldırıları dünya gündemine bomba gibi düştü. Özellikle ABD için bu durum devasa bir güvenlik problemi anlamına geliyor. Hadi gelin konuyla alakalı merak edilen tüm detaylara birlikte bakalım.
Dünyanın en büyük 2 teknoloji devi olarak bilinen Çin ve ABD sürekli karşı karşıya geliyor. Hatırlayacağınız üzere bir dönem Huawei yasakları nedeniyle iki ülke arasında soğuk rüzgarlar esmişti. Donald Trump açık bir şekilde Çin’i büyük bir tehlike olarak gördüğünü söylemişti. Şimdi ise yeni ABD Başkanı Joe Biden benzer söylemlere sahip.
Microsoft şirketinin siber saldırılara uğraması ABD’yi fazlasıyla kızdırdı. Pekin hükümetinin kontrolünde olan bilgisayarlar kullanılarak bazı ABD şirketleri ve üniversitelerine saldırılar yapıldı. Bu durum Çin hükümetini birinci derecede suçlu konuma getiriyor. Microsoft exchange e-posta sunucularına yönelik gerçekleşen siber saldırılar büyük zarara neden oldu.
Microsoft hacker saldırıları ortamı sertleştiriyor
Çin hükümeti tarafından yapıldığı iddia edilen bu saldırıların amacı ABD’yi izlemek. Küçük Amerikan işletmeleri ile birlikte bazı askeri çalışmalar yürüten firmalar yakın takip altındaydı. Bu tür markaların zararlı yazılımlar sayesinde izlenmesi amaçlanıyordu.
Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda, Japonya ve İngiltere gibi birçok ülke bu saldırılardan payını aldı. Çin Ulusal Güvenlik Bakanlığı söylenenlere göre yapılan saldırılardan birinci derecede sorumlu. Özellikle Avrupa Birliği tarafından bu konuda sert eleştiriler geldi. Yapılanın kesinlikle casusluk faaliyeti olduğu ifade edildi.
Microsoft, bulut siber güvenlik şirketi RiskIQ’yu satın alıyor
Ortaya çıkan bu tablo Çin ve ABD arasındaki mücadeleyi iyice sert hale getirecek. Ticaret ve teknoloji savaşları ile araları bozulan iki ülkenin siber dünyada da karşı karşıya gelmesi bekleniyor. Peki sizce gerçekten de Çin hükümeti Microsoft gibi ABD şirketlerine saldırmış olabilir mi?