Japonya adını deprem ülkesi olarak duyurdu ancak ülkeye depremin verdiği zarar oldukça düşük. Peki bu nasıl oluyor? İşte tüm detaylar.
Pazartesi günü Japonya’nın batı kıyısındaki Ishikawa vilayetini vuran 7,5 büyüklüğündeki depremin ardından bu hafta dünyanın dört bir yanında moloz yığınına dönüşen binaların görüntüleri yayınlandı. Hasarın tam boyutu henüz bilinmiyor. Yetkililer bölgede en az 270 evin yıkıldığını ancak nihai rakamın muhtemelen çok daha yüksek olduğunu söyledi. Kamu yayıncısı NHK’ya göre bu sayı, itfaiye yetkililerinin yaklaşık 200 binanın yandığını söylediği, depremin merkez üssünden sadece 20 mil (32 kilometre) uzakta, 27.000’den fazla insanın yaşadığı Suzu veya Wajima şehrini içermiyor.
Bu raporlar, bölge sakinlerinin çoğunun karşılaştığı kişisel trajedileri de içerdi. Ancak dünyanın diğer bölgelerindeki benzer kuvvetteki depremler (örneğin, 2005 yılında Keşmir’de 30.000’den fazla binanın çökmesine neden olan 7,6 büyüklüğündeki deprem gibi) çoğu zaman çok daha büyük yıkıma yol açıyor. Binlerce insan ölürken Japonya’da ölü sayısı 100 civarında. Tokyo Üniversitesi’nden emekli sismoloji profesörü Robert Geller’e göre Ishikawa’nın bu olaydan kolayca kurtulmuş olabileceği düşünülüyor.
Modern binalar çok iyi durumda gibi görünüyor” diyen Geller “ağır kil kiremit çatılı” eski evlerin en kötü durumda olduğunu belirtti. “Tek aileli evlerin çoğu, hasar görmüş olsalar bile tamamen yıkılmadı” dedi. Depremlerin insanları öldürmediğini, binaların öldürdüğünü belirtir. Japonya’da dünyanın depreme en yatkın ülkelerinden birinde, mimarlar, mühendisler ve şehir plancıları, eski bilgeliği, modern inovasyonu ve sürekli gelişen inşaat kurallarını birleştirerek uzun süredir kasaba ve şehirleri büyük sarsıntılara karşı afetlere dayanıklı hale getirmeye çalışıyorlar.
Apple Fitness+, Super Bowl İle Ortaklığını Duyurdu