Kuzey Amerikalı kullanıcılar ile Avrupalı kullanıcılar arasında ciddi farklar bulunur. Kuzey Amerikalı kullanıcılar, devasa S.U.V’leri tercih ederler. Yollar geniştir, benzin ucuzdur. Büyük aracın, çok daha büyük prestij anlamına geldiğini düşünürler. Ford Ka, bu düşüncenin anlamsız olduğunu ispatlamak için doğdu.
Avrupalılar son derece pragmatik bir yapıya sahiptir. Onlar için küçük araç, çok daha az benzin, çok daha yüksek manevra alanı ve kolay park alanı anlamına gelir. Küçük ve kompakt sınıf araçların üretilmesi de, Avrupalıların bu tercihleri sonrasına dayanır.
1990’lı yıllar, küçük otomobillerin belki de en fazla parladığı yıllardı. Bu dönemde ortaya sevimliliği ve keyifli kullanımı ile Ford Ka çıktı. 1996 yılında, üretim bandıyla ilk kez tanışan otomobil, 12 yıl boyunca aynı kasa bir-iki ufak makyaj ile piyasada kaldı. Pek çok kişi tarafından “Bayan otomobili” olarak görülse de, Ka, erkekler arasında da kendisine ciddi bir hayran kitlesi edindi. Eski Ka yerini, 2008 yılında ikinci nesle bıraktı. Yazımızın konuğu ise ilk Ka.
Tasarımı, boyuna göre çevik motoru ve sunduğu keyifle başarılı bir araç olsa da, Ford Ka’nın ciddi sorunları bulunuyor.
Ford’un, Escort modeli ile sürekli boğuşmak zorunda kaldığı pas sorunu, Ka’nın kritik problemlerinden biri. Kapı eşikleri, zemin saç birleşim noktaları, benzin deposu yuvası, tamponların birleşme kısımları ve motor bölgesindeki sac plakalar kolayca paslanabiliyor. Maalesef bu sorunun üstesinden gelmek de, zamanında kontrol edilmezse, çok masraflı hale gelebiliyor. Pek çok kişi Ka’yı, ekonomikliğinden dolayı tercih ettiğinden, tamir masrafları ekstra külfetli hale geliyor.
Ka’nın en güçlü yönü ise, Ford’un güçlü motorları. Güçlü derken, elbette beygir gücünü değil dayanıklılığı kastediyoruz. Duratec motorlar hem mekanik, hem de elektronik açıdan tama yakın puanlar alıyor. Birkaç ufak tefek şikayet mevcut: Ateşleme bobinleri ve lambda sensörleri gibi. Daha eski modellerde tıkanan gaz kelebekleri ve rolanti ayarları da sıkıntı yaratabiliyor. Ancak tüm bu sorunların çözümü kolay ve düşük masraflı.
Küçük ve ucuz bir otomobil olarak; Ford Ka’nın işçiliğinden çok şey beklememiz mümkün görünmüyor. İç aksam ve direksiyonda sert ve ucuz plastikten faydalanılmış. Çizilmeler ve yıpranmalar kısa vadede gerçeklebiliyor. Vites kolu da, direksiyon gibi kolayca yıpranıyor. Klima ve müzik sistemlerindeki düğmeler, yerlerine tam oturtulmamış izlenimi veriyor. Bol bol tıkırtı duyulabiliyor. 50.000 kilometrelik bir araç bulsanız bile -ki bu durumda çok şanslısınız- iç aksama dikkat etmenizi öneriyoruz. Koltuk kumaşları ise şaşırtıcı derecede dayanıklı.
Ford Ka’nın diğer sıkıntı verici yönü ise şanzıman ve hidrolik direksiyon yağları. Maalesef iki parçada sıklıkla ya kaçırabiliyor. Egzoz sistemi de, Ka’nın paslanma probleminden bol bol nasibini alıyor.
Ön akslarda, testlerden geçer not almakta zorlanıyor. Aks körükleri ve amortisor kulelerinde problemlerle karşılaşma olasılığınız yüksek.
Aracın elektrik sistemi genelde sorunsuz olsa da, farlarda, hatalı fitil kullanımı, far problemleriyle boğuşmanıza neden olabiliyor.
Ford Ka’nın fren sistemi oldukça güçlü. Disklerde fazla yıpranma görünmüyor. Fren pedalı, ABS’li olsa da olmasa da yerinde tepkileriyle, üretildiği yıl göz önüne alındığında yeterince güven verici.
Madem güvenlikten bahsettik; Euroncap testlerine geçelim. Ford Ka, ilk kez 1996 yılında üretilmesine rağmen, Euroncap testlerinden, 5 üstünden 3 yıldız almayı başarmış. Bu da ortalama bir korumaya işaret ediyor. Elbette sözünü ettiğimiz 3 yıldız, Euroncap’in eski şartlarına göre geçerli. Yine de, bu Ka’nın, güvenlik açısından zamanının ötesinde bir araç olduğu gerçeğini değiştirmeye yetmiyor. Yine de tavsiyemiz, eğer mümkün olursa ABS’li bir Ka tercih etmeniz yönünde olacaktır. ESP sistemi ise maalesef hiçbir zaman Ka’nın portfyünde yer almadı.
Sonuç olarak; eğer pas sorununa dikkat edilir ve 100.000 kilometreyi fazla aşmamış bir Ka bulabilirseniz, araç size çevik yapısı, sevimli tasarımı ve dayanıklı motorlarıyla yüksek keyif vaat edebilir. Elbette geniş alan, büyük bagaj ve bolca teknoloji aramıyorsanız…
Ve Nokia İsminin Tarih Olması Kesinleşti