Deprem araştırmacıları, deprem analiz algoritmaları ile depremlerin yaydığı ışık hızındaki bazı sinyalleri analiz etmeyi başardı. Yeni algoritma, şu an için sadece çok büyük depremler konusunda tahmin yürütebiliyor.
İnsanlar, uzun süredir bir şimşek ile gök gürültüsü arasındaki o kısa süreyi tahmin etmeye çalışıyor. Bu konuda bir hayli başarı sağlanıyor. Ayrıca, bu iki sinyal arasındaki boşluk ne kadar uzun olursa şimşeği gören kişi o konumdan o kadar farklı bir yerde oluyor. Ya depremler de aslında benzer sinyaller gönderiyorsa? Depremler de ışık hızında yayılan sinyaller üretmekte ve bu sinyaller, saatte yalnızca 8 kilometre ile yayılan sismik dalgalardan çok daha önce kaydedilebilir fakat depremlerin bu sinyallerinde ilginç bir nokta bulunuyor.
Deprem analiz algoritmaları giderek gelişiyor
Işık hızında yayılan sinyaller, Dünyanın iç kütlesinde meydana gelen bir kaymadan kaynaklanan ani bir yer çekimi değişikliği ile kendisini gösteriyor. Şu anda yeni keşfedilen bu PEGS sinyalleri, sismik ölçüm yapan aletler tarafından görüldü.
Bu deprem, gerçekleşmeden önce tespit edilebilir oluyor. Fakat bu olayın yer çekimsel etkisi pek fazla değil. Etki, gezegenimizin yer çekiminin neredeyse milyarda biri kadar ölçülme imkanına sahip. Dolayısıyla PEGS sinyalleri, yalnızca en güçlü depremler için tespit edilebilir yapıda.
PEGS sinyallerini şimdiye kadar güvenilir bir şekilde simüle edecek bir yöntem yoktu. Ancak yakın bir zaman önce GFZ araştırmacıları tarafından sunulan algoritmanın, PEGS sinyallerini yüksek doğrulukla tespit edebilme kapasitesine sahip olduğunu gösterdi.