#İŞBİRLİĞİ
Video oyun dünyasının en önemli isimlerinden Hideo Kojima, nihayet yeni bir macera ile PC oyuncularının karşısına çıktı: Death Stranding!
Yakın zamanda Sony’nin PlayStation 4 platformu için raflarda yerini alan yapım, optimize edilmiş versiyonuyla da şimdi PC’lerde! Hem, Türkçe menü ve Türkçe altyazı desteği de var.
Kojima, Metal Gear serisiyle tanınmış ve son dönemde Konami ile arasında yaşanan sorunlarla adından söz ettirmiş bir isim. Hatta bu tartışmalı süreçte, yepyeni bir Silent Hill oyunu üzerinde çalışıyordu, ki çok da etkileyici görünüyordu. Maalesef iptal edilen bu oyun için hâlâ yankılar sürüyor.
Konami ile bağlarını koparan Kojima, sonrasında soluğu Sony’de buldu ve Death Stranding doğdu.
Peki nedir bu Death Stranding?
Death Stranding, aslına bakarsanız, duyurulduğu ilk andan bu yana “Acaba ne anlatıyor?” sorusunu çoğumuz sorduk. Kojima, gizemi seven bir isim ve oyuncuların merak etmesini, araştırmalar yapmasını istiyor. Yine de, hâlâ Death Stranding’i tam olarak anlamayanlar var.
“Bu bir yürüme simülasyonu” ve “Bu bir kargo simülasyonu” esprilerine sosyal medyada çokça denk geldik, geliyoruz. Lakin henüz oyunu oynamamış olanlar için diyebiliriz ki “Bir parça doğruluk payı var” bu söylenenlerin. Bu arada, bu söylemlerden bulunanlar arasında sıkı Kojima hayranlarının da olduğunu belirtelim.
Oyunda, ünlü aktör Norman Reedus tarafından canlandırılan Sam Porter Bridges’ı kontrol ediyoruz. Sam, basitçe bahsetmek gerekirse bir “kargocu” ve ona verilen paketleri hasarsız bir şekilde teslimat noktalarına götürmekle görevli.
Tabii her şey bu kadar basit değil. Sam, aynı zamanda tüm dünyayı etkisi altına alan gizemli yaratıklara karşı da duyuları gelişmiş biri. Onları hemen göremiyor belki, ancak varlıklarını hissedebiliyor ve ona göre önlemler alabiliyor. Yani sıradan biri değil desek yeridir.
Oyunda, yok olmuş bir Amerika’dayız. Gelişmiş şehirler var, ama yeşil alanlar da hiç az değil. Öte yandan, gizemli yaratıklar tarafından ele geçirilen bölgeler de fazlasıyla var. Bu esnada ülkenin farklı noktalarına dağılan az sayıdaki insanlar da bir araya gelerek yeni bir başlangıca niyetleniyor. İşte Sam Porter olarak biz de bu yeni ülke inşası için önemli “getir-götür” işlemlerini yapmalı ve bağlantılardaki kopuklukları gidermeliyiz.
Bu arada, oyunda Guillermo del Toro Tommie Earl Jenkins ve Lindsay Wagner gibi önemli isimler tarafından canlandırılan karakterler de bulunuyor.
Death Stranding, bir aksiyon oyunu. Daha önce Kojima yapımlarıyla ilgilendiyseniz, benzer detayları ve fazlasıyla etkileyici sinematik anlatımı fark etmeniz uzun sürmeyecektir. Öyle ki, yeri gelecek birkaç dakika oynayacak, yeri gelecek dakikalarca sinematikler izleyeceksiniz. Tıpkı diğer Kojima oyunlarında da olduğu gibi.
Kullanılan kamera açılarından karakter diyaloglarına, arka planda tercih edilen müziklere kadar Death Stranding’in farklı bir yapım olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Oynanış sisteminden biraz daha bahsedelim isterseniz. Sam ile genellikle bir şeyler taşıyor, yeri geliyor savaşıyor, yeri geliyor kaçıyoruz. Hepsinde de ortak nokta olarak “denge” unsurundan söz edebiliriz. Çünkü önümüzde engebeli araziler, terk edilmiş şehirler ve ne olduğunu bilmediğimiz yaratıkların sunduğu tehlikeler var.
Çoğu oyunda hızlıca koşar, atlar zıplar ve genelde de düşmeden yola devam edersiniz, değil mi? Bu oyunda ise böyle bir kolaylığınız yok. Çünkü engebeli arazide yükünüz olmadan koşmaya kalksanız bile dengenize dikkat etmelisiniz. Yoksa kayabilir ve düşebilirsiniz. Düşmeniz sebebiyle yaralanmanız, hatta ölmeniz bile mümkün.
Diyelim ki önemli bir paket taşıyorsunuz. Düşerseniz bu pakete zarar gelebilir ve eğer zarar seviyesi yüksekse, göreviniz başarısızlıkla sonuçlanabilir.
Bir de ek not olarak, engebeli araziler, çarpma, düşme ve darbe faktörlerini daha iyi algılayabilmek için oyunu titreşimli gamepad ile oynayabilirsiniz. Ben henüz denemedim, ancak deneyen arkadaşlarım çok etkileyici olduğunu belirtiyor.
Death Stranding, Decima oyun motoruyla hazırlanan bir yapım. Oyunun görsel kalitesi gerçekten çok başarılı. Karakter tasarımları ve özellikle de yüz tasarımları görülmeye değer.
Geçmişe doğru gidecek olursam, Half-Life 2’nin karakter tasarımlarını gördüğümde, özellikle de G-Man’i gördüğümde çok etkilenmiştim. Tabii bu, 2004 yılıydı, yani 16 sene önce. günümüze kadar pek çok farklı etkileyici yapımla karşılaştık ve an itibarıyla “yüz tasarımları ve yüz animasyonları” tarafında ne iyi oyunlardan biri DS. Özellikle ara sahnelerde sıklıkla karakterlerin yüz ve cilt detaylarını, animasyonlarını inceliyorum. “Neredeyse gerçek” diyebileceğimiz kadar iyi bir iş çıkarılmış.
Öte yandan, oyunun genel hatlarıyla PC’lerde performanslı çalışabilmesi önemli, tıpkı her oyun gibi. Intel Core i7 işlemci, RTX 2080 Super ekran kartı, 12GB RAM ve SSD depolamanın olduğu PC’mde oyunu rahatlıkla oynayabiliyorum.
Yapım, Nvidia’nın Deep Learning Super Sampling, yani kısaca DLSS 2.0 teknolojisine destek veren sayılı oyunlardan. GeForce RTX GPU’larında yer alan yapay zeka işlemcileri, yani Tensor çekirdekleri sayesinde net görüntüler ve yüksek performans mümkün oluyor.
DLSS 2.0, bir yandan yüksek çözünürlük, yani net görüntüler sunabilirken, bir yandan da yüksek FPS seviyelerini elde etmenizi sağlıyor. Bu teknoloji, Minecraft RTX ve Wolfenstein: Youngblood gibi oyunlarda da mevcut.
Kalite, Denge ve Performans olmak üzere üç farklı çalışma modu sunan bu teknoloji, Nvidia’nın belirttiğine göre 1440p’de 100FPS’nin üzerinde, 4K’da da 60FPS’in üzerinde performans sunabiliyor.
Yürü yürü, bu yolun sonu bakalım nereye çıkar…
3 gündür fırsat buldukça Death Stranding oynuyorum, özellikle de geceleri. Sessiz bir ortamda bu oyunla ilgilenince bir şey fark ettim. O da bünyesindeki “umutsuz” dünyanın atmosferini gerçekten güzel yansıtıyor. Öte yandan, “merak” duygusunu tetikleyen detaylarla da karşılaşıyorum, ki oyuna devam etme isteğimi yükselten en önemli detay bu.
“Bu incelemesini yaptığımız ürün, ilgili marka tarafından kurumumuza sağlanmıştır.”