Huawei’nin kurucusu Ren Zhengfei, uzun süren sessizliğini düzenlediği basın toplantısı ile bozarak, şirketin Çin adına casusluk yaptığı suçlamalarını reddetti ve Huawei’nin hiçbir ülkeden uygunsuz şekilde sağlamadığını söyledi.
1987 yılında 21.000 Çin Yuan’ı sermayeyle Huawei’yi kuran Ren Zhengfei, 1988’de Huawei’nin CEO’su oldu ve o tarihten bu yana da markanın en üst düzey yöneticisi konumunda. Ren Zhengfei, Shenzhen’de düzenlediği basın toplantısında casusluk yaptığı suçlamalara dair önemli açıklamalarda bulundu. Huawei’nin dünyadaki hiçbir ülkeye zarar verecek eylemlerin içinde olmayacağının altını çizen Ren Zhengfei, şirketin kimden gelirse gelsin bu tür taleplere cevap vermeyeceğini, hali hazırda Çin hükümetinin de kesinlikle bu tür bir talepte bulunmadığını söyledi.
Adalet doğru kararı verecektir
Aralık ayında Huawei CFO’su Meng Wanzhou’nun Kanada’da göz altına alınması ile ilgili değerlendirmede bulunan Ren Zhengfei, “Huawei, Çin ile ABD arasındaki ticari ihtilafta yalnızca bir susam tohumu. Çin ile ABD arasındaki ticaret çatışmasının işimiz üzerinde büyük bir etkisi olmamıştır. 2019 için %20’lik bir büyüme hedefimiz var.
“Batı’daki bazı insanlar Huawei’nin ekipmanlarının bir tür ideolojiyle damgalandığına inanıyor. Bu bakış açısı, sanayi devrimi sırasında tekstil makinelerinin dünyayı olumsuz etkileyeceğini düşünen insanları hatırlatıyor. Bizler yalnızca telekom operatörlerine ekipman sağlıyoruz ve bu ekipmanın bir ideolojisi yok. Kullanılan teknoloji de Huawei tarafından değil, telekom operatörleri tarafından kontrol edilir. Bunun da ötesinde, yürürlükteki tüm yasa ve düzenlemelere uymamızı emreden kurumsal politikamız ve temel iş ilkelerimiz açıkça ortadadır. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği’ne uyum politikamızı geliştirmeyi de ayrıca taahhüt ediyoruz. Dünyadaki telekom operatörlerinin de bize güvenmeye devam edeceğine inanıyorum.”
Yüksek teknoloji dünyasında, tek bir şirketin ya da tek bir ülkenin ön plana çıkması neredeyse imkânsız. Artık bilgi dünyasındayız ve bilgi toplumunda, karşılıklı iş birliği çok önemlidir. Toplumları yücelten de bu iş birliğidir. Kanada ve Amerika’nın adalet sistemine güveniyorum. Devletler açık ve adildir. Bizler de yargı süreci tamamlandıktan sonra kapsamlı bir değerlendirme yapacağız.
Siber güvenlik önceliğimiz, bizim idealimiz teknolojiyle ilerleyen mutlu bir dünya
Huawei, ideallerimiz ve toplumun daha ileri gitmesi için çalışıyor. Halka açık şirketler finansal kaygılarla rakamlara daha fazla odaklanma eğilimindedir. Huawei’nin ise idealleri çok farklı. Siber güvenlik, verilerin korunması ve gizlilik söz konusu olduğunda müşterilerimizle aynı tarafta olma konusunda kararlıyız. Hiçbir millete veya bireye asla zarar vermeyeceğiz. Biz bir şirketiz ve bir ticari kuruluşuz. Bir işletmenin değerleri, müşteri odaklı olması ve müşteri önceliğidir. Bu bağlamda, siyasi yönetimimiz ile ticari kurum olarak gerçekleştirdiğimiz faaliyetler arasında herhangi bir bağ olması söz konusu değil.
5G’de hız kesmeden yola devam ediyoruz
Ren Zhengfei, Huawei’nin küresel olarak 5G pazarında rekabet gücünü koruduğunu belirtti. Ren Zhengfei; “Şirket, bugün itibariyle 30’dan fazla ticari sözleşmeye imza attı ve 2.570 farklı 5G patent sahipliğine ek olarak, 25.000 5G baz istasyonunu da dünyanın farklı bölgelerine şimdiden ulaştırdı. Üst düzey ürünler geliştirdiğimiz sürece, talep almaya devam edeceğiz. Ürünleriniz iyi değilse, tanıtımda ne kadar güçlü olursanız olun, başarılı olmanız mümkün değil.
Bazı ülkeler Huawei’den ekipman satın almamaya karar verdi. Bu nedenle, odağımızı Huawei ile çalışmayı tercih eden ülkelere daha iyi hizmet edecek şekilde değiştirebiliriz. Bunun yanı sıra; müşterilerimizin pazardaki en gelişmiş ve yenilikçi ürünlere erişebilmelerini sağlamak için Ar-Ge yatırımlarımıza devam ediyoruz. Şu anda, Huawei’nin Ar-Ge yatırımı yıllık ortalama 15-20 milyar ABD doları tutarındadır. Huawei olarak Ar-Ge özelinde toplamda 100 milyar ABD doları yatırım yapma planımız bulunuyor.”
“Huawei telekomünikasyon yetenekleri açısından dünyanın en güçlü şirketidir. Dünyada 5G altyapı ekipmanı üzerinde çalışan sadece birkaç şirket var ve çoğu firma henüz beklenen seviyedeki teknolojilere sahip değil. Örneğin, Huawei’nin 5G baz istasyonları fiber bağlantı gerektirmez. Bunun yerine, ultra geniş bant ana taşıyıcıları desteklemek için, süper hızlı milimetrik-dalga teknolojisi kullanır. Bu, dünyadaki birçok bölge için ekonomik olarak da benzersiz bir değer teklifi aynı zamanda.”
Huawei zorluklardan kaçmayan bir şirkettir
Huawei, tüm dünyaya karşı sorumluluk hisseden bir şirkettir. Japonya’daki olan tsunami ve Fukuşima’daki nükleer sızıntı sırasında orada yaşayanlar etkilenen bölgelerden tahliye edildi, ancak Huawei çalışanları telekomünikasyon ekipmanını geri yüklemek için hızla etkilenen bölgelere gitti.
NASA veri sızıntısı ile gündemde
Hayatlarını tehlikeye atarak iki hafta içinde 680 baz istasyonunu yeniden inşa ettiler. CFO’muz Meng Wanzhou, aynı gün Hong Kong’dan Japonya’ya uçtu ve o uçuşta sadece iki yolcu vardı. Endonezya’daki olan bir tsunami sonrasında da 47 Huawei çalışanı, etkilenen bölgelerdeki 668 baz istasyonunu 13 saat içinde onararak afet yardımı çalışmalarını tüm imkanlarıyla destekledi. Huawei, zorluklardan kaçmayan bir şirkettir. Bizler afetlerden etkilenen bölgelere doğru her zaman yardım elimizi uzatıyoruz.
Şeffaf hisse ve yönetim yapısı
Huawei özel bir şirket ve şirket hissedarları şu anda Huawei’de çalışan ya da geçmişte Huawei’ye yıllarca emek veren çalışanlarımızdan oluşan 96.768 kişidir. Huawei’de çalışmadan şirketin yüzde birine dahi sahip olan tek bir kişi söz konusu değil. Aynı şekilde herhangi bir kurum ya da devlet dairesi de Huawei eko-sistemine dahil değildir. Tüm bu süreç ve hissedarlar, hisse senedi kayıt defterleri ile belgelidir, bu belgeler şeffaf ve basına açıktır. Huawei’de sahip olduğum toplam hisse sayısı %1,14, Steve Jobs’un Apple’daki hissesi %0,58’di. Bu da gelecekte bana ait olan hisselerin daha da azaltılabileceği anlamına geliyor.