Ülkelerin sahip oldukları bütün deneyimli ve yetişmiş insanların beyin göçü ile başka ülkelere gitmesi, en büyük kayıplar arasında. Türkiye neredeyse kurulduğu günden bu yana, sürekli olarak dışarıya beyin göçü veren ülkeler arasında yer alıyor.
Başka toplumların hem maddi anlamda hem de manevi olarak büyük imkanlar sunması nedeniyle beyin göçünün ortaya çıktığını görüyoruz. Yazılımcılardan sağlık çalışanlarına kadar neredeyse her alanda yetişmiş kalifiye elemanların özellikle de Avrupa ve Amerika gibi ülkelere göç etmesi artık çok normal karşılanıyor.
Beyin göçü 23 Nisan’a da damgasını vurdu
İlkokuldan üniversite ve doktoraya kadar tüm ülke kaynaklarının kullanılarak yetiştirildiği öğrenciler, Avrupa ve Amerika başta olmak üzere yabancı ülkelere gitmek istiyor. Son yapılan çalışmalara göre, Türkiye’de son 2 yılda öğrencilerin yurt dışını tercih etme oranının %40 civarlarında olduğu görülüyor.
Tüm bu göçlerin ana etkenlerinden bir tanesi de, yeterli teknolojik imkanın bulunamaması ve bazı maddi yetersizlikler. Türkiye, Ar-ge konusunda diğer ülkelere göre bir miktar daha az yatırım yapıyor. Bu nedenle Ar-ge yatırımı yüksek olan Avrupa ve Amerika gibi küresel güçler, Türkiye’deki yetişmiş beyinleri kendi bünyelerine katıyor.
23 Nisan kutlamalarında özel bir kanalın düzenlediği etkinlikte, küçük bir öğrenciye sorulan sorunun cevabı da beyin göçünü gözler önüne serdi. Bu küçük öğrenci, gelecekle ilgili planı sorulduğunda Alman vatandaşı olmak istediğini söyledi. Ülke gündemine bu haber bomba gibi düştü. Beyin göçü ile ilgili tüm fikirlerinizi yorumlar bölümünden bizlerle paylaşabilirsiniz.