Elektrikli otomobil alışkanlıklarını baştan yazdı: şarj kablosu benzin pompasının, akıllı telefon da anahtarın yerini aldı. Tesla’da “telefon-anahtar” sistemi, araca yaklaştığınızda kilidi açıp uzaklaştığınızda kapatacak kadar sorunsuz çalışıyor.
Yine de şirket, yıllardır kutudan çıkan kredi kartı boyutundaki RFID anahtar kartlarıyla pratik bir yedek sunuyordu. Son günlerde Model 3 ve Model Y kullanım kılavuzlarında “iki anahtar kart sağlanır” ifadesinin kaldırılması, bu kartların artık standart olmaktan çıkıp isteğe bağlı satın alıma dönüşeceği yorumlarını tetikledi.
Tesla’nın ürün lansmanlarını kılavuz revizyonlarıyla işaretleme geçmişi düşünülünce, hamle şaşırtıcı değil. Stratejinin iki ayağı var: üretim hattında kuruşları toplayan maliyet azaltımı ve kutu dışı bırakılan kartların aksesuar geliri. 40 dolarlık bir set, 40 bin dolar seviyesindeki araç fiyatına göre küçük görünse de, toplam adetlerle çarpıldığında anlamlı bir finansal etki yaratabilir.
Kullanıcı tarafında günlük kullanım pek etkilenmeyebilir; asıl soru, aracı valeye bırakma, servise verme ya da otopark görevlisine teslim etme gibi durumlarda doğuyor. Bu senaryolarda, telefon paylaşımı pratik değil; basit bir fiziksel kimlik talep ediliyor ve RFID kartı bu ihtiyacı kusursuz karşılıyordu. Sonuçta Tesla, “anahtarın dahil olmaması” gibi tuhaf algılanabilecek bir tercihle, marjlarını güçlendirmeyi seçiyor. Müşterilerin önemli bir kısmının 40 dolarlık bu kolaylığı ayrıca satın alacağına güveniyor.
