Gösterime yeni giren Scarlett Johansson’lu ‘Kabuktaki Hayalet‘ ya da Vin Diesel’li ‘Hızlı ve Öfkeli 8‘ gibi büyük Hollywood prodüksiyonları, siber riskler i gündeme taşıyor.
Bruce Willis’in oynadığı Zor Ölüm 4 (Die Hard 4), başkent Washington başta olmak üzere ülkedeki siber riskler, güvenlik ve enerji altyapısının siber saldırıyla felce uğramasını anlatıyordu. İnternette Av’da (The Net) ünlü oyuncu Sandra Bullock, tüm kimlik bilgilerinin dijital platformlardan değiştirilmesi nedeniyle var olma savaşı veren birini canlandırıyordu. Chris Hemsworth’lu Blackhat ya da Ejderha Dövmeli Kız filmlerinde de dijital ihlalleri gördük. Liste uzatılabilir, hatta Matrix de bu listeye dahil edilebilir. Sonuçta Neo, seçilmiş kişiye dönüşmeden önce aslında bir hacker’di. Patricia Arquette‘in oynadığı ‘CSI:Cyber‘ dizisi de tüm bu olguları TV dizisi olarak evlerdeki ekrana taşıyor.
En yeniler
İnsan/Cyborg konusunu irdeleyen ve Scarlett Johansson’un oynadığı ‘Kabuktaki Hayalet‘ ya da hacklenen otomobillere yer veren ‘Hızlı ve Öfkeli 8‘, dijital riskleri ya da teknolojinin olası karanlık taraflarını beyaz perdeye taşıyan en yeni örnekler olarak öne çıkıyor.
Bu arada 2020 yılında 50 milyar cihazın internete ve birbirine bağlantılı hale gelmesi bekleniyor. Yine aynı dönemde otomobillerin de yüzde 90’ının internet bağlantılı hale dönüşeceği öngörülüyor. Söz konusu öngörüler, Hollywood senaristlerine iyi malzeme sağlıyor denilebilir.
Filmler, korunmanın önemini hatırlatıyor
Sinema dünyası, gerçek ile fanteziyi pek çok kez harmanlasa da, ESET Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Alev Akkoyunlu’ya göre, bu filmlerin hayal gücümüzü genişletmenin ötesinde önemli faydaları var.
Akkoyunlu, “Filmler risklere dikkat çekiyor ve korunmanın önemini gündeme getiriyor“ diyerek şu tespitlerde bulunuyor: “Hollywood senaristleri genellikle derslerini iyi çalışıyor ve kurgularını var olan gerçekliklerin üzerinden oluşturuyorlar. Filmlerde kullanılan pek çok teknoloji, günümüzde ya var ya da geliştirilmek üzere. Bunlardan yola çıkan sinemacılar, teknolojinin karanlık tarafını ele almayı ve aksiyona çevirmeyi çok seviyor.”
Dijital dünya o kadar da sahipsiz değil
“Ama korunmak şart ve korunmak mümkün!“ diyen ESET Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Alev Akkoyunlu; “Teknolojik gelişmeler hangi yönde ilerlerse ilerlesin, güvenlik önlemleri de o yönde gelişecektir, çünkü güvenlik olmak zorunda“ dedi.
Akkoyunlu, sözlerine şöyle devam etti: “Sinemadan günlük hayatımıza gelirsek; dijital dünya o kadar da sahipsiz değil. Yakın geçmişe bakalım; global düzeyde en az 500 bin bilgisayarı etkileyen bir botneti oluşturan suç çetesinde yer alan Rus vatandaşı Maxim Senakh; geçen yıl tatil yaptığı Finlandiya’da yakalanmış, şu an ABD’de yargılanıyor.
Avrupa’ya bakarsak, Mayıs ayı itibariyle Avrupa Birliği’nde Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) yürürlüğe giriyor. Avrupa’da gizlilik yasalarında son 20 yıldır yapılan en önemli reform olarak öne çıkan bu yasa bireylerin günümüz dijital dünyasındaki gizliliklerini etkili şekilde korumak üzere tasarlandı. Türkiye’de de geçen yıl ‘Kişisel Verilerin Korunmasına İlişkin Kanun‘ yürürlüğe girdi ve işliyor.
Bunula birlikte aralarında ESET’in de bulunduğu pek çok bilgi güvenliği şirketi global düzeyde daha güvenli bir dijital hayat için geniş çaba gösteriyor ve yeni teknolojiler geliştiriyor.”
