İnternetteki içeriklerin giderek insanlardan çok yapay zekalar ve botlar tarafından üretildiği ortaya çıktı. Ölü İnternet Teorisi’nin işaret ettiği gelecek hızla yaklaşıyor. İşte detaylar…
“Dead Internet Theory” veya Türkçe adıyla “Ölü İnternet Teorisi” ilk kez 2021’de ileri sürüldü. Teoriye göre insan üretimi içerikler yavaş yavaş kayboluyor, yerini botların ürettiği otomatik metinler ve görseller alıyor. Bu durum internetin özünü oluşturan insan katkısını gölgede bırakıyor.
Bunu en çarpıcı biçimde gösteren örneklerden biri 2024’te yaşandı. Yapay zekayla üretilmiş bir görsel sosyal medyada yüz binlerce etkileşim aldı. Masum bir şaka gibi görünse de, uzmanlar için internetin yapay içerikle nasıl dolduğunu gösteren ürkütücü bir işaret oldu.
Eldeki veriler de tabloyu destekliyor. Siber güvenlik firması Imperva’nın raporuna göre 2021’de internet trafiğinin %42’si botlardan geliyordu. 2023’te bu oran %49’a çıktı. Böyle devam ederse 2020’lerin sonunda botların mutlak çoğunluğa ulaşması bekleniyor. Öte yandan Pew Research Center’ın araştırmasına göre 2013’teki insan yapımı web sayfalarının %38’i artık yok. Yani hem insan üretimi içerik siliniyor hem de yerine yapay içerik geliyor.
Eski New York Times muhabiri Taylor Lorenz’e göre internet zaten ChatGPT’den önce bozulmaya başlamıştı. Algoritmaların sıralamaları, değersiz ve kopya içerikleri öne çıkardı. Her şeyin üzerine şimdi de yapay zeka eklendi. Daha da kötüsü bu sistemler sadece eğlence için kullanılmıyor. Bu sene yayınlanan bir rapor, bot destekli binin üzerinde haber sitesinin olduğunu bildirdi.
OpenAI CEO’su Sam Altman ise Ölü İnternet Teorisi’ni ciddiye almadığını söyledi. Ancak aynı açıklamasında “X’te (Twitter) çok sayıda yapay zekayla çalışan hesap” olduğunu da kabul etti.
Kısacası internet kaybolmuyor, ama kökten değişiyor. Arkadaşlarla mesajlaşmak ya da özel paylaşımlar devam edecek. Ancak kamusal alanda gördüğümüz içeriklerin giderek daha azı insan elinden çıkacak. İşte bu yüzden uzmanlar “bildiğimiz ve sevdiğimiz internetin ölmeye başladığını” belirtiyor.
