Elektrikli otomobillere yapılan yatırımlar son zamanlarda hız kazandı. Ülkemiz tarafından da bu çalışmalar tamamlandı ve yerli elektrikli araba üretildi. Ancak iş şu aralar hem elektrikle çalışan hem de sürücüye gerek duymayan bir araba tasarımı üzerinde şekilleniyor.
Japonlar, ABD’den hemen sonra elektrikli çalışan araba ve bilgisayar sistemlerine sahip olan arabalara en çok yatırım yapan ülke konumundadır. Bilgisayarlı sisteme sahip olan arabaların amacı trafik kazalarında ölümleri tarihe gömmektir. Çünkü bilgisayarlar sıfır hata ile yollarda kendilerine uygun trafik sistemiyle seyahat imkanı sunacaktır. Bu şekilde insanların hatalarından kaynaklanan kazalar bir daha yaşanmayacaktır. Bu arabaların seri üretime tabi tutulmasının zaman alacağı yönünde bilirkişilerden gelen raporlar var. Çünkü bilgisayar sistemine sahip arabalar için trafik sisteminin de değişmesi lazımdır. Bu ise birden olabilecek bir şey değildir, şeklinde bilirkişiler konuşuyorlar.
İşte geçenlerde Japon otomotiv devi hem elektrikler çalışan hem de trafik sistemini kökten değiştirecek sürücüsüz olan aracını tanıttı. Tokya’da düzenlenen Createc elektrikle çalışan araba gösterisinde Leaf yani yaprak anlamına gelen taşıtıyla şov yaptı. Leaf denilen elektrikli araç sahip olduğu beş adet sensör ve dijital gözetleyicileriyle sürücüye ihtiyaç duymadan kendisi yol alabiliyor. Aslında bu elektrikli araçların ve sürücüye gerek duyamayan araçların faydaları çok fazladır. Hem trafikten olan ölümlerin önüne geçilmesinde-ki en çok ölümler trafik kazanlarından meydana geliyor- hem de dünyamıza zarar veren karbondioksit gazlarının havaya salınmamasında fayda sağlıyorlar. Hem dünyamızın ömrünü kurtaracak bir proje hem de insanların. Bu nedenle bu teknolojinin biran evvel sağlıklı bir şekilde tesisi için otomobil devleri çalışıyorlar. Mesela Amerikan devi Ford, bu konuda hızlı ataklardan birini yapan bir firmadır. Özellikle üzerinde çalıştığı çevreci bir arabanın tasarımıdır. Bu gaye içerisinde ürettiği elektrikli aracın dünyaya salınan yıllık 1.2 tonluk karbondioksit gazını önleyeceğini tespit etti. Bu demek oluyor ki, kürsel ısınmadan kaynaklanan buzullardaki çözülmelerin daha da azalacağıdır. Ancak bu teknolojinin hızlı bir şekilde kullanılabilir kılınması da başka bir meseledir. Hayırlısı artık ne diyelim.