Nissan, elektrikli otomobillere ilgi duyan ancak henüz benzin istasyonu rahatlığından vazgeçmeye hazır olmayan sürücüler için tasarladığı e-POWER aktarma organının büyük ölçüde yeniden tasarlanmış versiyonunu piyasaya sürüyor.
Bu yenilikçi sistemin üçüncü nesli, Avrupa pazarına özel olarak geliştirilen Nissan Qashqai modelinde ilk kez boy gösterecek. Yeni e-POWER teknolojisi, önemli yakıt ekonomisi kazanımları, daha sessiz bir sürüş ve saf bir elektrikli aracı daha yakından taklit eden bir deneyim vadediyor.
Nissan’ın e-POWER sistemi, geleneksel hibritlerden farklı bir prensiple çalışıyor. Geleneksel hibritlerde elektrik motoru ve benzinli motor tekerleklere doğrudan güç verebilirken, Nissan’ın yaklaşımında 1.5 litrelik benzinli motorun tek görevi, bir güç jeneratörü olarak çalışmak. Bu motor, bir invertöre ve oradan da doğrudan tekerlekleri çalıştıran 151 kW’lık bir elektrik motoruna elektrik üretiyor. Benzinli motorun aktarma organlarına mekanik bir bağlantısı olmaması, tekerleklerin her zaman elektrik gücüyle döndüğü anlamına geliyor. Bu kurulum, elektrikli araçların anında torkunu ve pürüzsüz, vites değiştirmeden hızlanma özelliğini sağlıyor.
e-POWER, Çin’de oldukça popüler olan Menzil Genişletilmiş Elektrikli Araç (EREV) konseptine çok benziyor. Başlıca fark, EREV’lerin genellikle bir elektrik prizinden şarj edilebilen çok daha büyük bir bataryaya sahip olması. Nissan’ın sistemi ise bataryasını çoğunlukla benzinli motordan şarj ediyor.
Üçüncü Nesil e-POWER’ın İyileştirmeleri
Nissan’ın bu son nesil sistemi büyük iyileştirmeler getiriyor. Şirket, güncellenen Qashqai e-POWER’ın 100 km’de 4.5 l (WLTP) gibi etkileyici bir yakıt tüketimine ulaşacağını iddia ediyor ve bu değeri segmentinin zirvesine yerleştiriyor. Bu verimlilik, tek bir depo benzinle 1.200 km’nin üzerinde potansiyel bir menzile dönüşebilir. Karbondioksit emisyonları da %12 oranında azaltılarak 116 g/km’den 102 g/km’ye düşürüldü.
Bu rakamlara ulaşmak için Nissan mühendisleri, tamamen yeni bir motor ve daha kompakt bir güç aktarma ünitesi geliştirdi. Üç silindirli 1.5 litrelik turbo motor, Çin otomobillerinde kullanılan ünitelere benzer bir teknolojiye sahip. Yanma konsepti STARC sayesinde termal verimliliği etkileyici bir şekilde %42’ye çıkarılmış.
Daha büyük bir turboşarj, motorun özellikle otoyolda daha düşük hızlarda çalışmasını sağlayarak kabin gürültüsünde önemli bir azalmaya katkıda bulunuyor; bu, önceki versiyona kıyasla yük altında 5.6 desibel daha sessiz bir sürüş anlamına geliyor. Elektrik motorunu, jeneratörü, invertörü ve dişlileri entegre eden tüm güç aktarma organı artık tek, daha hafif bir “5’i 1 arada” ünite. İlginç bir şekilde, önceki nesilden değişken sıkıştırma oranı teknolojisi, diğer motor geliştirmeleri nedeniyle gereksiz görülerek kaldırılmış.
Sürüş Deneyimi ve Küresel Yayılım
Nissan’ın müşterileri kazanmayı umduğu en önemli nokta sürüş deneyimi. Benzinli motor doğrudan tekerleklere güç vermediği için, her zaman en verimli aralığında çalışabiliyor, küçük 2.1 kWh pili şarj etmek veya elektrik motoruna doğrudan güç sağlamak için gerektiğinde açılıp kapanabiliyor. Düşük hızlarda, araç tıpkı bir EV gibi neredeyse sessizce çalışabiliyor. Almanya’nın ADAC otomobil derneğinin bağımsız testleri, yeni sistemin gerçek dünya koşullarında selefinden %16’ya kadar daha yakıt verimli olduğunu gösteriyor.
Nissan, e-POWER’ı bir geçiş teknolojisi olarak adlandırıyor; şarj altyapısı ve menzil kaygısının algılanan engelleri olmadan elektrikli mobilitenin faydalarını isteyen tüketiciler için bir köprü. Ancak, bazı eleştirmenler, bu teknolojiyi geliştirmek için harcanan paranın, şarj altyapısını iyileştirmek için kullanılmasının daha iyi olacağını savunuyor.
Yeni e-POWER sistemine sahip güncellenmiş Nissan Qashqai, İngiltere’nin Sunderland kentinde üretilecek ve Eylül 2025’te Avrupa pazarlarına ulaşacak. Avrupa lansmanının ardından Nissan, teknolojiyi 2026’da yeni nesil Rogue’da Kuzey Amerika’ya ve Elgrand minivan’da Japonya’ya sunmayı planlıyor.
