MIX Festival’de Mustafa Özkent ve Selda Bağcan fırtınası yaşandı!

lam1

Zorlu PSM’de gerçekleştirilen Mix Festival, saf duygular ve hoş melodilerin birbiriyle flört ettiği anlara ev sahipliği yaptı. Gecenin yıldızları tabii ki Mustafa Özkent ve Selda Bağcan idi.

İngiliz müzik adamı Andy Votel’in “Anadolu Pop’un Dr. Frankenstein’ı” olarak tanımladığı Mustafa Özkent, bundan uzun yıllar önce, 1973 senesinde “Gençlik İle Elele” ismini verdiği albümüyle dinleyicilerin karşısına çıkmıştı. Yurdumuzda doğmuş birçok klasik çalışmayı Batı sentezli olarak enstrümantal bir şekilde hazırlayan Özkent, “İstedim ki bizden olan melodilerle gençlerimiz eğlensin, dans etsin” demişti. Ne var ki o dönemde bu albüme pek de ilgi olmadı. Sonra yıllar, yıllar geçti…

Özellikle 2010’lu yıllardan itibaren eski Türk albümlerine yurt dışında büyük bir ilgi var. 60, 70 ve 80’li yıllarda hazırlanan ve “Zamansız” olarak nitelendirilen birçok albüm, yurt dışında yeniden basıldı ve binlerce yabancı müzik severle buluştu. Barış Manço, Cem Karaca, Mustafa Özkent, Erkin Koray ve Selda Bağcan gibi isimler, yabancı ülkelerde “yeni keşfedilmiş hazineler” olarak nitelendirildi ve hala öyleler. Bu rüzgâr, en nihayetinde ülkemiz topraklarını da ziyaret etti ve Özkent, yıllardır beklediği “gençlerle buluşmayı” 2016 yılında Belçika Orkestrası ile Babylon’da verdiği konserle gerçekleştirildi. O gecede, o tıklım tıklım salonda ben de vardım ve gerçekten unutulmaz bir geceydi. Öncesi ve sonrasıyla “İyi ki yapılmış!” dediğim bir konserdi. Ve şimdi…

MIX Festival'de Mustafa Özkent ve Selda Bağcan fırtınası yaşandı!

Özkent, kendi için özel olarak kurulduğunu ve her bir üyesinin dünya çapında müzisyenlerle çalıştığını belirttiği Belçika Orkestrası ile 15 Aralık 2017’de, Mix Festival kapsamında Zorlu PSM’de unutulmaz bir konsere daha imza attı. Tabii ki bu konserde de yerimizi aldık ve yine “İyi ki yapılmış!” dedim, dedik!

Yakın zamanda yeni enstrümantal albümü Funk Anatolian’ı Hammer Müzik etiketiyle satışa sunan sanatçı, konserde baştan sona müthiş bir performans sergiledi. Aynı zamanda orkestrası da öyleydi. “O nasıl bir performans yahu!” demeden edemedim, bir kez daha. Geçekten çok tempolu, çok ateşli bir şekilde çalıyorlar. Vurmalı çalgıların etkisi fazlasıyla sarıyor vücudu ve özellikle çift davul setup‘ının kullanılması beni benden alıyor. Bu sistemi Barış Manço ve Cem Karaca da denemişti ve açıkçası günümüzde neden bu kadar az tercih ediliyor bilmiyorum. Özkent ve orkestrasının bizden melodileri yeniden yorumladıkları her saniye çok özeldi. Bu arada, “Belçika Orkestrası” diyoruz, ama bizden melodileri öyle ritmli çalıyorlar ki onlar da bizden oldu denebilir artık.

MIX Festival'de Mustafa Özkent ve Selda Bağcan fırtınası yaşandı!

Eğer konsere gelmediyseniz kesinlikle büyük bir olayı kaçırdınız, ama hala bazı şanslarınız var. Mesela henüz edinmediyseniz “Gençlik İle Elele” ve “Funk Anatolian” albümlerini hemen alabilir ve ritm tutmaya başlayabilirsiniz.

Bu arada, konserin hemen sonrasında imza etkinliği düzenledikleri için ayrıca mutlu olduk. Haluk Ataklı’ya da teşekkürler! Duruşmasından çıkar çıkmaz konsere gelen, hatta çantası ve cübbesi elinde olan bir avukat dahi vardı imza etkinliğinde. Çok sıcak, tutkulu bir andı doğrusu. Böyle sanatçılar ve böyle dinleyiciler iyi ki var!

“Selda Bağcan çok geç saatte çıkıyor, büyük ihtimalle kalamam” diyordum ama…

Eğer kalamasaydım belki de büyük pişmanlık duyacaktım. Zaten biletleri tükendiği için 2016’daki Babylon konserine de katılamamıştım. Bu kez “olsa iyi olurdu”, oldu ve iyi de oldu!

Güler yüzü, performansı, dinleyiciyle olan iletişimi tek kelimeyle müthişti. “Yuh Yuh”dan “Yaz Gazeteci Yaz”a, “Mehmet Emmi”den, “Uğurlar Olsun”a kadar birçok klasik çalışmasını seslendiren Bağcan’a İsrailli müzik topluluğu Boom Pam eşlik etti. Şahsi görüşümü belirtmem gerekirse, tuba yerine bass gitarın olmasını çok isterdim. Onun tadı çok başka olurdu.

MIX Festival'de Mustafa Özkent ve Selda Bağcan fırtınası yaşandı!

Şarkılarını özgürlük ve huzur için söylediğini belirten Bağcan, önümüzdeki İlkbahar ve Yaz aylarında bir dizi özel konser çalışması yapacağının da müjdesini şimdiden verdi. En çok hoşuma giden tavrı ise, salondaki tüm dinleyicilerini kulisine davet ettiği andı. Okul döneminden bazı kız arkadaşları dahi konser alanındaydı.

“Sarılmak istiyorsanız, fotoğraf çekilmek istiyorsanız, konser sonrasında kulisime gelebilirsiniz. İsteyen herkes gelebilir, ama öpüşmek yok. Hasta olmak istemeyiz, değil mi?”

Gerçekten bu tip davranışları özellikle genç müzisyenler olmak üzere herkesin örnek alması gerekiyor diye düşünüyorum.

Bir de beklenti: Bağcan’ın klasik şarkıları ve türkülerinden oluşan yeni toplama albüm CD’lerinin kayıt – baskı kalitesi çok kötü. Özellikle bass’lar o kadar baskın ki diğer sesleri yutuyor neredeyse. İsteğim, beklentim, bu efsane şarkıları temiz, kaliteli seslerle dinleyebilmek. Nadir plak tarafına hiç girmiyorum zaten, çoktan kara borsa olmuş durumdalar.

Çinli giyim markası KON, Apple’a dava açıyor!