Kuantum bilgisayarların hızla gelişimi, yalnızca küresel kriptografi standartlarını değil, aynı zamanda Bitcoin’in kurucusu Satoshi Nakamoto’ya ait olduğu düşünülen ve yaklaşık 1.1 milyon BTC barındıran devasa cüzdanı da ciddi şekilde tehdit ediyor.
Değeri 67 milyar ila 124 milyar dolar arasında değişen bu varlık, yıllardır dokunulmamış bir “dijital hazine” olarak biliniyor ve gelecekteki bir kuantum saldırısının potansiyel hedefi olarak öne çıkıyor.
Kuantum Tehdidinin Teknik Boyutu
Eski Bitcoin adresleri, modern güvenlik önlemlerinden yoksundur. 2009-2010 döneminde kullanılan P2PK (public-key) adreslerinde, genel (public) anahtar cüzdanın kendisinde açıkça bellidir. Günümüzde kullanılan adreslerde ise genel anahtar sadece harcama sırasında açıklanır, bu da klasik bilgisayarlara karşı güçlü bir güvenlik sağlar. Ancak bu güvenlik, kuantum bilgisayarlar için yeterli değildir.

Yeterli sayıda kararlı mantıksal kübite sahip bir kuantum bilgisayar, Shors algoritmasını kullanarak Satoshi’nin cüzdanının özel anahtarını saniyeler veya günler içinde hesaplayabilir ve tüm 1.1 milyon BTC’yi başka bir cüzdana transfer edebilir.
“Q Günü” Ne Kadar Yakın?
Uzmanların bir zamanlar “10-20 yıl uzakta” dediği “Kuantum Günü” (Quantum Day), artık hızla tek haneli bir zaman dilimine çekilmiş durumda. Gerçek bir saldırının gerçekleşmesi için yaklaşık 2.330 mantıksal kübit gerekiyor. Bu da, 1 milyon fiziksel kübitlik hataya dayanıklı bir makine inşa edilmesi anlamına geliyor.
IBM, Google, Quantinuum ve Rigetti gibi teknoloji devleri, 2027’ye kadar 1.000+ kübitlik sistemlerin geleceğini öngörerek bu hedefe ulaşmak için agresif bir yarış içinde. Bu yarışın ve gizli devlet programlarının boyutunun ne olduğu ise hala bilinmiyor.

İstatistikler: 2025 tarihli Human Rights Foundation raporuna göre, 6.51 milyon BTC kuantum saldırılarına açık durumda. Bunun 1.72 milyonu (Satoshi’nin BTC’leri dahil) doğrudan risk altındayken, 4.49 milyon BTC ise kullanıcılar cüzdanlarını PQC standartlarına taşıdığı takdirde korunabilir. Özellikle adres tekrar kullanımının (address reuse) yaygın olduğu eski yıllara ait adresler bu risk grubunda yer alıyor.
Eğer kötü niyetli bir aktör, ilk kuantum makineyi elde ederse, Satoshi’nin BTC’sini hareket ettirebilir. Bu durum, Bitcoin’in güvenliğinin kırıldığı anlamına gelir ve küresel piyasalarda büyük bir panik, borsa çöküşü ve zincir dışı kaos yaşanabilir. Bu senaryo, Bitcoin için varoluşsal bir kriz teşkil eder.

Bitcoin Kendini Nasıl Koruyabilir?
Teknik çözüm, kuantum sonrası kriptografi (PQC) algoritmalarına geçmekten geçiyor. ABD Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü (NIST), 2024’te ilk resmi PQC standartlarını yayımladı. Bitcoin’in, yeni kuantum güvenli adres tipleri oluşturması ve kullanıcıların, eski riskli adreslerinden bu güvenli adreslere varlıklarını taşıması gerekiyor. Ancak uzmanlar, “Harvest now, decrypt later” (şimdi topla, sonra kır) yöntemiyle milyonlarca public key’in halihazırda arşivlenmiş olabileceği konusunda uyarıyor. Savunma hazır olmadan kuantum saldırı mümkün hale gelirse, Bitcoin tarihinin en dramatik anı yaşanabilir.
Kurucu Efsanesi: Satoshi Nakamoto
Bitcoin’in kurucusu ve teknik makalesinin (whitepaper) yazarı olarak bilinen Satoshi Nakamoto, gerçek kimliği hala ortaya çıkmamış bir kişi ya da ekibin kullandığı takma addır. Satoshi Nakamoto’nun forum mesajlarında kullandığı son derece akıcı İngilizce, uzmanların onun İngilizce konuşulan bir ülkede yetişmiş olabileceğini düşünmesine yol açmıştır. Yıllar içinde Hal Finney ve Nick Szabo gibi isimler olası adaylar arasında gösterilmiştir. Satoshi Nakamoto, 2010’un ortalarına kadar Bitcoin yazılımının geliştirilmesine aktif şekilde katıldıktan sonra aniden ortadan kayboldu. Bugün ona ait olduğu düşünülen varlıklar hala hiç hareket etmediği için büyük bir merak konusu olmaya devam ediyor.






