Tüm zamanların en umulmadık yarış pilotlarından biri olan Jann Mardenborough’nun gerçek hikâyesine dayanan ” Gran Turismo ” filmi için geri sayım başladı.
Bir yarış simülasyonu video oyunundan uyarlanan ve İngiliz profesyonel yarış pilotu Jann Mardeborough’un gerçek hayat hikayesinden esinlenen Gran Turismo filminin ikinci fragmanı yayınlanırken, yapım ekibinin açıklamaları yarış tutkunlarının heyecanını ikiye katladı.
Gerçek pist ve gerçek arabalar kullanıldı!
Filmde tamamen gerçek pist ve gerçek arabalar kullandıklarını söyleyen yapımcı Doug Belgrad, filmin yönetmeni Neill Blomkamp’ın bu gerçek hikâyeyi mümkün olan en inandırıcı ve özgün şekilde aktarmak istediğini ifade ediyor. Bu sebeple Blomkamp’ın eski yarış arabası sürücüleri tarafından kullanılan gerçek arabaların yarış deneyiminin simüle edilmesini istediğini söyleyen Belgrad, “Gran Turismo ile seyirciye bir yarış arabası sürücüsü olma deneyimini, hız duygusunu ve yüksek hızda araç kullanmanın getirdiği heyecanı yaşatacaklarını” anlatıyor.
Belgrad şöyle devam ediyor: “Gerçekçi olmanın bir parçası da gerçek arabaları almak ve Slovakya’daki Slovakia Ring, Dubai Autodrome, Nurburgring, Avusturya’daki Red Bull Ring ve Hungaroring gibi gerçek pistlerde çekim yapmaktı; bu son pist hem GT Academy (İngiltere’deki otomobil yarışlarının merkezi Silverstone’dan esinlenilmiştir) hem de Le Mans yerine kullanıldı.”
Film için 22’si kahraman araba olmak üzere, toplam 65 adet araç bulundurduklarını aktaran baş yapımcı Matt Hirsch ise, çekim için bir filo oluşturduklarını söylüyor. “Çekimler için her birinden üç adet araca ihtiyaç vardı: Kameranın yaklaşabileceği ve bir dublör sürücü tarafından kullanılacak bir kahraman araç; bir kaza durumunda kullanılmak üzere bir yedek araç ve üçüncü bir pod araç” diyor ve ekliyor : “Arabaları toplamak sadece başlangıçtı. Bu arabalar sürekli bakım gerektiren araçlar. Dolayısıyla, her gün bu arabalarla ilgilenebilecek ve bizi pistte tutabilecek kalifiye teknisyenler ve bilgisayarcılardan oluşan bir ekip kurmamız gerekti. Toplamda 500 kişiden oluşan ekip, film boyunca Budapeşte’den Almanya’ya, Avusturya’dan Slovakya’ya, Dubai’den Tokyo’ya, sürekli olarak bir yerden başka bir yere taşındı.”
Hiçbir şeyin imkânsız olmadığını kanıtlayan, ilham verici, heyecan ve aksiyon dolu bir hikâye
Filmin yönetmenliğini üstelenen Neill Blomkamp, “Gran Turismo’nun bir dileğin gerçekleşmesi temalı filmlerin en üst noktasında” olduğunu söylüyor. Jann’ın ilgi çekici bir karakter olduğunu çünkü gerçek hayat hikayesinin inanılmaz bir dizi hayalin gerçekleşmesi olduğunu anlatan Blomkamp: “Senaryoyu okuduğumda, bunun Jann Mardenborough’nun gerçek yaşam öyküsüne dayandığına inanamadım. Filmdeki olaylar neredeyse bire bir yaşandığı gibi” diyor.
Gran Turismo, Jann Mardeborough’un olağanüstü oyun yeteneklerini kullanarak profesyonel bir araba yarışçısı olma hayallerini gerçekleştirişini konu alıyor. İşçi sınıfından zor durumdaki bir video oyuncusu (Archie Madekwe), başarısız eski bir yarış pilotu (David Harbour) ve idealist bir motor sporları yöneticisinden (Orlando Bloom) oluşan ekip, birlikte, dünyanın en seçkin sporunu yapmak için her şeyi riske atarlar.
