#İŞBİRLİĞİ
4) Ghost In The Shell (1995)
Bir şekilde bir yerde “Neo-noir Cyberpunk” sözü duyulursa eğer, bu hedefe varan üç nokta çizebilirsiniz; Blade Runner, Ghost in the Shell ve tabii ki The Matrix. Neyse ki bu üç koca çınarı, yapay zeka odaklı bu dosya konusunda ele alıyoruz.
Ayrıca aslen bir anime olmasına rağmen, Hollywood‘ta bir şekilde popüler olmuş tüm “yapay zekalı” filmlerde Ghost in the Shell’den parçalar bulabilirsiniz. 1980’lerde aynı isimle yayınlanan Manga’yı konu alan animenin yönetmeni Mamoru Oshii de aynı şeyi söylemiş ve; “Hollywood’ta bile bilgisayarların gücünü olması gerektiği gibi yansıtabilen çok az film bulabilirsiniz. O yüzden bu filmin bir animasyon olmasını istedim.” demiş. Kenji Kawai‘nin insanı alıp, metal bir kutunun içine sokacak kadar soğuk ve etkileyici müzikleri eşliğinde izlediğimiz bu yapım, baş rolündeki “Cyborg” aracılığı ile yapay zekayı; daha derinlerde ise varlık felsefesini, kimliklerimizi, yaşam formlarını ve temel olarak “yaratılışı” sorguluyor. Genelde ikinci filmler, hele ki başlangıçları birer efsaneyse yerden yere vurulur. Ama siz de bu modaya uyup, anlamsızcasına kötülenen Ghost In The Shell 2: Innocence‘ı izlememezlik yapmayın. Evet, ilki kadar kült bir eser değil; ama hikayeye ve yapay zeka konusunda bu güne kadar söylenen şeylere izlemeye değer nüanslar eklemeyi başarıyor.