Otomotiv dünyası hızla bataryalı elektrikli araçlara (BEV) dönerken, Toyota’nın “alternatif gelecek” vizyonu olan hidrojen yakıt hücreli sedanı Mirai, 2026 model yılı için makyaj tazeledi.
Ancak bu güncelleme, aracın teknik bir devriminden ziyade, hidrojen ekosisteminin yaşadığı krizle yüzleşen bir “gerçeklik kontrolü” (reality check) niteliği taşıyor. Toyota, yeni modelde XLE donanım paketine standart olarak dijital dikiz aynası ve ısıtmalı direksiyon ekleyip, dış tasarıma yeni 19 inçlik jantlar ve “Heavy Metal” adında şık bir gri renk seçeneği getirse de, asıl manşet kaputun altında değil, cüzdanlarda atıyor.
Yeni Mirai’nin fiyatı önceki yıla göre yaklaşık 2.000 Dolar artarak 52.500 Dolar seviyelerine çekildi. Üstelik Toyota, daha önce sunduğu cömert yakıt teşviklerini de tırpanlayarak, araçla birlikte verilen ücretsiz hidrojen kartının limitini 15.000 Dolara indirdi. Bu durum, Kaliforniya gibi ana pazarlarda Shell’in hidrojen istasyonlarını kapatması ve hidrojenin kilogram fiyatının 30 Dolara dayanmasıyla (bir depo yaklaşık 150 Dolara doluyor) birleşince, Mirai sahipliğini ekonomik bir kabusa dönüştürme riski taşıyor.
Aracın ikinci el piyasasındaki durumu ise tablonun vahametini gözler önüne seriyor. 2023 model, az kullanılmış bir Mirai’nin şu an ABD’de 12.000 Dolar gibi inanılmaz düşük rakamlara satılması, aracın değer kaybı rekorları kırdığını gösteriyor. Bayiler, ellerindeki 2024 ve 2025 stoklarını eritebilmek için 30.000 Dolara varan çılgın indirimler yaparken, Toyota’nın 2026 modelini zamlı fiyattan piyasaya sürmesi, endüstri analistleri tarafından “cesur ama gerçeklikten kopuk” bir hamle olarak yorumlanıyor. Mirai, konforlu ve teknolojik bir araç olmaya devam etse de, altyapı yetersizliği ve artan maliyetler nedeniyle bir otomobilden çok, pahalı bir teknoloji demosuna dönüşmüş durumda.
