Elektrikli otomobil pazarında BYD ve Xiaomi gibi Çinli devlerin nefesini ensesinde hisseden ve Avrupa satışlarında ivme kaybı yaşayan Tesla, rekabetçi kalabilmek adına oldukça agresif bir “kemer sıkma” stratejisini devreye soktu.
Şirket, Avrupa’nın önde gelen pazarlarında Model 3 ve Model Y’nin daha düşük fiyatlı, donanım özellikleri kısıtlanmış özel versiyonlarını sessiz sedasız satışa sunmaya başladı. Bu hamlenin temel amacı, birçok Avrupa ülkesinde elektrikli araç alımlarında uygulanan devlet teşviklerinden (eco-bonus) yararlanabilmek için gereken “tavan fiyat” sınırının altında kalabilmek.
Yeni strateji kapsamında piyasaya sürülen bu “giriş seviyesi” araçlar, dışarıdan bakıldığında standart modellerden farksız görünse de, maliyeti düşürmek için kaputun altında ve iç mekanda bazı kritik değişiklikler barındırıyor. Tesla, yazılımsal olarak menzili kısıtlanmış bataryalar kullanmanın yanı sıra, bazı modellerde premium ses sistemini standart hoparlörlerle değiştiriyor, ısıtmalı direksiyon veya arka koltuk ısıtması gibi lüks donanımları devre dışı bırakıyor. Hatta bazı pazarlarda, şirketlerin vergi avantajından yararlanabilmesi için arka koltukların tamamen söküldüğü ve aracın iki kişilik bir ticari modele dönüştürüldüğü versiyonlar dahi görülüyor.
Bu “sadeleştirilmiş” Tesla’lar, markanın premium algısını bir miktar zedeleme riski taşısa da, Elon Musk yönetimi için şu an öncelik “kârlılık” değil “hacim” gibi görünüyor. Fiyatların aşağı çekilmesi, Tesla’yı yeniden 40.000 – 45.000 Euro bandının altına iterek, Renault Scenic E-Tech veya Volkswagen ID.4 gibi Avrupalı rakiplerin karşısında fiyat avantajı sağlıyor. Tüketiciler için ise bu durum, bazı konfor özelliklerinden feragat ederek bir Tesla sahibi olmanın en ucuz yolunu açıyor.
