Devreye girdiğinde 4G’den en az 20 kat hızlı mobil iletişim imkânı sağlayacak 5G için iletişim standartları belirlenmeye çalışılıyor.
Çeşitli Araştırma Kuruluşları ve şirketler art arda 5G testi yapıyor; ancak testler, farklı frekanslarda ve spektrumda yapıldığı için henüz daha iyi denilebilecek bir form belirlenemedi.
5G iletişim standartları belirlendiğinde bu standartlarda baz istasyonları ve iletişim cihazlarının üretilmesi mümkün hale gelecek.
Standart belirlenemediği için ticari ürünleri üretilemeyen 5G’nin yaygın anlamda 2020 yılından itibaren kullanılması bekleniyor. 1980’lerde kablosuz bağlantı teknolojisinin yaygınlaşması ile 1G; “First Generation” analog ağlar kullanmaya başladı ve tuğla kadar büyük, ağır kablosuz telefonlar piyasaya sunulmuştu.
Bu telefonlara iş dünyası tarafından ilgi gösterildi. 1990’larda ise 2G dönemi başladı. 2G Avrupa’da TDMA; “Zaman bölmeli çoklu erişim” tabanlı, ABD ve bazı Asya ülkelerinde ise CDMA; “Kod bölmeli çoklu erişim” tabanlı olarak ortaya çıktı.
Ayrıca 2G üstüne GPRS ve EDGE; “2.5G ve 2.75G de denilen” geliştirmeleriyle veri iletim kapasiteleri 500 kbit/s hızlarına kadar ulaştı.
2000’li yılların başında ise 3G, önce Japonya’da hemen ardından ABD’de, sonrasında ise dünyanın tamamında hızla yayılmaya başladı.
3G; mobil iletişime büyük hız getirdi. 2010’lu yılların başında da 4G LTE ve WiMAX ağları ve buna uygun cihazlar yaygınlık göstermeye başladı. 4G’li hatlar üzerinden veriler çok daha hızla gidip gelmeye başladı.