Kanser tedavisinde yeni gelişme

aksolotl

Suda yaşayan solungaçlı aksolotllar insan biyokimyasına bulanşan kanser hücreleri tamamen yok ederek, kanserin hiç bu hücelere bulaşmamış gibi sağlığına kavuşturuyor.

Öncelikle Aksolotl hakkında bilgi aktarmak gerekirse kaplan semenderi grubuna ait Meksika köstebek semenderlerinin en öne çıkanlarındandır. Bu türün larvaları metamorfoz geçiremezler, bu sebepten yetişkinleri suda yaşar ve solungaçları vardır. Bu türün çıkış yeri Mexico City yakınlarındaki bir göldür. Aksolotllar vücutlarının çeşitli parçalarını ve uzuvlarını yeniden üretebilme yeteneğine sahip olduğundan, kolay üretildiğinden ve embriyolarının büyük oluşundan dolayı bilimsel araştırmalarda yaygın olarak kullanılır. Pek çok ülkede ise ev hayvanı olarak yetiştirilmektedir. Aksolotllar, embriyolarının büyüklüğüyle bilimsel araştırmalara elverişli oluşu ve kansere yakalanma olasılığının çok az olması dolayısıyla bilim insanlarının dikkatini çekiyor.

Aksolotl embriyonik dönemden yetişkin döneme geçebilecek bir hayvan olabilmesine rağmen bu dönemden hiç çıkamadıklarına dikkati çeken Medipol Üniversitesi Rejeneratif ve Restoratif Tıp Araştırmaları Merkezi REMER Kurucu Başkanı Prof. Dr. Gürkan Öztürk,”Bu özelliğiyle anne karnında sıfırdan bütün özelliklerini tamamlıyor, hiç doğmamış gibi. Çünkü doğduğu zaman vücut yapısı değişecek. Örneğin bir uzvu, koptuğunda 1-2 ayda uzayabiliyor”dedi. Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 300 kadar aksolotlın bir yıl önce ABD’de bulunan Kentucky Üniversitesi‘nden uzun uğraşlar sonucu Türkiye’ye getirildiğini söyledi.

aksolotl-2

 

Hayvanlar üzerinde yüksek yenilenme becerilerinden dolayı insanlar için sinir sistemi, doku ve organ hastalıkları ile kalp ve damar hastalıklarına (kanser) yönelik yeni tedavi yöntemleri geliştirme üzerine araştırmalara odaklandıklarını anlatan Öztürk, “Örneğin trafik kazasında omuriliği zedelenmiş, kopmuş bir insan, ömür boyu felce mahkum demektir. Şu anda hiç bir tedavisi yok. Biz, bu hayvanın omuriliğinin nasıl tamir olduğunu bulabilirsek, buradan çıkacak sonuçları insanlarda yeni tedavi yöntemleri olarak kullanabiliriz.

Bu hayvandan elde edeceğimiz omurilik hücrelerinin farenin omurilik hasarına fayda edip etmeyeceğini test edeceğiz. Hayvandaki iyileşme kapasitesini, insana yakın bir memeli modeline taşıyabilecek miyiz, onun üzerinde çalışıyoruz” diye konuştu. “Bir hücre, hem embriyonik oluyor hem de nasıl kansere yakalanmıyor? Bu hayvanlarda kanseri engelleyici birtakım mekanizmalar olmalı. Şimdi bunun üzerinde çalışmalara başladık. Bu hayvanda Kanser’den koruyucu bir mekanizma var mı, şimdilik bunu merak ediyoruz.” Tüm bu gelişmelerin kanser ile mücadelede büyük bir rehber olacağı düşünülüyor.